10 Eylül 2014 Çarşamba

susma...

şimdi sen susuyorsun ya,
elektrikler kesilmiş gibi hissediyorum,
en istemediğim anda
koyu karanlığında bir gecenin,
yalnız bırakılıyorum
sanki bir çocuk gibi
cami avlusunda...

şimdi sen susuyorsun ya,
duruyor zaman,
en istemediğim anda,
canım yanarken üstelik
son kadehi daha yavaş içiyorum,
çünkü biliyorum,
kafayı bulamazsam eğer,
bu çaresizliğe aklım ermez...

şimdi sen susuyorsun ya,
yorulduğumu hissediyorum.
tüm gün seni düşünmek değil de,
gecesinde senin olamayacağım diye...

şimdi sen susuyorsun ya,
kendi cevaplarımı uyduruyorum,
sana sorduklarıma,
hepsinde bir karamsarlık,
hepsinde bir yıkım,
sanki çok istediğim için,
gelmeyeceksin bana...

şimdi sen susuyorsun ya,
susma...
hangi ara içime işledin bu kadar?
bilmiyorum...
nasıl tutuluyorum bir bilsen,
sana uyuyor,
koynunda uyanıyorum...
sustuğun her an,
geç kalıyorum gençliğime,
ellerimin derisi buruş buruş olmuş,
korkuyorum
beğenmezsin diye sana dokunurken
olur da okumazsan sana yazdıklarımı,
nolur olmasın!
sen hep oku,
ben yine şair olurum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder