13 Kasım 2013 Çarşamba

Yangın Yeri!

yanlış yerde
yanlış zamanda söylenen sözlerin,
toplamını çıkarınca sustuklarından,
sokulurken bedenin bedenime,
alev alev yanan bu ten,
sönmek icin yalvaran,
avuçlarımın arasındaki bu ıslaklık...
ısırırken dudaklarımı
seviyorumlara yeni çaresizlikler eklerken,
kafiyesi tutsun diye belki de
iç çekerken,
ansızın,
içine çekerken nefesimi,
titremelerine anlam ararken,
nasıl da tutulurdum,
sen,
nefes alıp verirken,
kapamışken gözlerini,
gecenin kör karasında,
bulanırken günaha,
şeytan bile arkasını döner bu inkara!
aklımı başımdan alıp gidiyorsun ya
tek başına
hangi cografyanın ikliminde,
buz tutar bu beden,
sokulurken üzerine,
sen...

ölümsüzlük müdür vaat edilen?
bu yüzden mi tanrılar,
bir yüzyıl fazla yaşar,
en çok sevilenden...
bu yüzden mi,
adam,
yarım kalır!
'sen' düşüncesini
içine düşürmeden...
bu kayıp ruhlu şair,
inlemelerini tutarken dudaklarının arasında,
çıkaramadığı sesleri,
benzetmeye çalışır,
en hüzünlü türkülere
karışır...

sen uyurken,
soluk bir ekran ışığında,
yazmaya çalışırken,
başarısızlıklarını,
sudan bahanelere yüklerken...
ne çok geniş zamana sarkar bu tad,
geçmesin diye damağından,
öpmesin diye baska beden kıvrımlarını
susar...
sustukça içinde ki bu yangında,
kavrulup eridikçe,
anka kuşu gibi
seni aklına alıp
yeniden doğar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder