25 Kasım 2013 Pazartesi

Şair...

yıkıp yıkıp yeniden örüyorum surlarımı.
aklımda eskilerden kalmış,
az kullanılmış bir sevdadan kelimelerle.
bundan yıllar sonra,
başkalarına gururla gösterecebileceğim türden
yara izlerim yok benim.
izini tenime bırakanların defterinde,
isminin üzeri çizilmişlerdenim.
unutulmaya yüz tutmuş,
ama unutulmamak için
yüzsüzlük yapan eski sevgili gibi,
durup durup yeni sevdalarıma yalakalık yapıyorum.
ucuz bir fiyaka bu.
duyduğum alkış seslerini hissedemiyorum artık.
söyleyemediğim sözleri umursamıyor,
nerede kırılan bir kız çocuğu görsem,
içim tuhaf olmuyor,
yutkunamıyorum...

bunca zamandan sonra geri dönüşlerin,
belki de kendi acımı unutmak için,
senin acılarını dinlemek isteyişlerim.
sabah olur geçer,
gece olur,
sabahı beklerim diyorsun...
sonra sabah olur ve geçer...

şair diyorlar artık bana.
ben içimi kanatıp yazdıkça,
adam diyorlar,
yazdığım her kelimeyi üstüne alınanlar...
yorgunum.
artık üstünde durmuyorum olan bitenin.
kendimi seviyorum artık.
son günlerimi kendimle geçirmek,
tüm bu kargaşanın içinde kafamı dinlemek...

sana hayrandım ben.
yazdığın her kelimenin kör tutsağı.
boynunda zincirleriyle kürek mahkümu gibi...
ben sana yazdım,
başka kadınlar çok beğendi.
başka kadınlar cok beğendi diye
sana yazmaya devam ettim.
senden sonra kalanları biriktirip bir resmini yaptım.
resmine yazdım...
bir an'dın belki hayatımda.
en büyük yangınları da başlatan
bir kıvılcım değilmiydi her zaman?

kelimeler...
ikimizin elindeki tek kalan ve en çok olan değil mi?
kullanmayı bilenin kapısından girebileceği.
bilmeyenin zaten işi yok bu dehlizde!
hic düşündün mü?
bu kadar derinde kaç kişiye rastladın?

seni son gördüğümde ağlıyordun.
o günden beri satırlarım ıpıslak benim.
ve bununla bir ilgin varmı bilmiyorum.
hatta sana yüklesem bunun sorumluluğunu
ve sen bilmesen
sorun olur mu?
sonradan inkar etsem...
bakışlarının buğusunda yalnızlığım
senden sonra ne çok ağladım ben.
susmaya çalıştıkça
avazım çıktığı kadar bağırdıgım.
sesimin gömüldüğü bu duvarların,
benden sonra hangi sevdaya tanıklık edeceğini bilmek isterdim.
hangi aşkın ateşinde kurutulurdu?
eski bir sevdanın ıslaklığı..

aklımın,
karşındaki eksikliğini kapatabilmek için,
hep gereğinden fazla konuştum.
hayatımda kaç kadın olduğunun ne önemi var?
harcamalarım ne kadarın üzerinde olursa
ekstra bonus alabilirim...
sen! karşısında eğildiğim tanrıçam.
dizlerine kapanıp merhametler dilendiğim.
elini başıma ve omuzlarıma değdirmeni
ve beni kutsamanı bekliyorum...
sana yazıyorum diye bu kadar kutsal kelimelerim..
seni çıkar,
geriye kalan anonim olur...
her şairde biraz kamu mallığı vardır değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder