14 Kasım 2013 Perşembe

veda...

kaybedilmek üzereyken son anda farkedilen..
tüm hissi müdahalelere rağmen
ancak makina yardımıyla hayata tutturulan bir birliktelikti bizimkisi...
şimdi ikimizinde onay vermesi gerekiyor
bu acının bitmesi için...
kısa bir metin altına atılacak iki imza.
oysa büyük bir defterin
birliktelik sözleşmesi için ayrılan kısmına yazılabilirdi adlarımız...
boşa harcanmış yılların telafisi yoktu.
bunu bilmek bile öyle ağır geliyordu ki!
düşünmemek için
bedenlerimizi bedenlerimizle uyuşturup
yorgunluktan sızana dek sevişirdik...
ağladığnı gördüm..
gülümsemeni...
teninin kokusunu içime çektim...
sarıldım sımsıkı yatağını paylaşırken.
küçük bir çocuk gibi
koynunda uyurken
nasıl da huzurla...
seni sevdim...
hazırdın bana tutulmaya
ve ben bunu sonuna kadar kullandım...
şimdi sana ölesiye tutkunum...
öylesine
yazılmış olsun diye değil!
korkularını biliyorum,
arzularını...
isteklerinin ötesinde
ne olduğunu biliyorum...
esmer teninin kıvrımlarını...
dudaklarının tadını..
kapatıp gözlerini uykuya dalarken
nasıl da hızlı hızlı nefes alıp verirdin sen uyurken
ürkek ve masum
nasıl da bütün ömrümün akışını değiştirip
yeniden planlardım...

şimdi soluk bir monitör ışığında
karalanırken boş sayfalar,
bağlılığımız makinalar yardımıyla...
bir telefon
bu kadar mı soğuk gelirdi insan eline?
ve sözler
bu kadar mı havada kalırdı artık?
'seni seviyorum...'
sensiz yaşayabileceğime inanmıyorum...
benim için sadece sen varsın
bir tek sen...
ben hala ellerini tutuyorum sen uykuya dalarken...
ayaklarına kapanıp yalvarmak isterdim şimdi...
ayaklarına kapanıp kölen olmak...

gitmek istediğinin farkındayım..
yorulduğunun..
sonuna geldiğimizin
bu 'biz' olma kavramının...
şimdi ikimizinde onayı gerekiyor
bağlı olduğumuz makinanın fişinin çekilmesi için...
sen çoktan altını imzalamışsın kararnamenin...
ben bana ait kısmını boş bırakacağım...
alıp başını gitmekte özgürsün...
ben
bu köleliliğin düşkünü oldum...
sana tutuldum...

hoşçakal aşkım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder