8 Kasım 2013 Cuma

kör ve dilsiz...

tutkusundan yorulmuş
tutulmak suçundan müebbet yatarken
şehir içi bir eşkiya havasında
fiyakam,
burdan yüz metre ileirde biter.
sözlerimin hükmü daha kısa
bir yabancıya alışıyor şimdi tenim
bu sözler kimden alıntı?
dibine kadar mı süzüldüm?
durmuş bir saat bile günde iki kez doğrudur.
kimse görmese de
her rengin olsa neye yarar karanlıkta?
ve hangisini anlatabilirsin bir köre...
oynamak icin arandığım
üstümde iyi duran bir rol
bana verilen
üçüncü sınıf bir figuranın repliklerinden ibaret
hadi şimdi unut bunları
nasıl da titrerdim duyduğumda sesini
tutulur konuşamaz
tutulur bakışlarına
bakamazdım
bu körlük
bu acizlik
hala ne buyuk nimet
şükrederken ellerimi açıp tanrıma,
parmaklarımın arasından süzülüp düşen
senmisin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder