27 Nisan 2014 Pazar

internet aşkı...

şehirlerarası iki sevgiliydik biz.
ses ve yazıdan ibaret aşkın bir türlü eşitlenemeyen paydaları.
ne seninle tam olabiliyordum,
ne seni aklımdan çıkarınca adam...
çaresizlikleri biriktirip 30 gün sonra kitap alamıyordum belki,
ama içimdeki sana yetiştiremedigim çiceklerin kokusuyla sarhoşum.
ayılmamak için alkole bastırıyordum beynimi,
uyanmamak için rüyalara...

sehirlerarası iki sevgiliydik biz,
ne bir otobüs camının buğusuna yazıldı kalbimiz,
ne bir havaalanı bekleme salonunda,
yanımızda hızla geçip giden,
iki sevgilinin el ele tutulmasına benzetildi,
aramızdaki onca mesafaye rağmen,
karşımdaki ekrana ben diye dokunan eline,
sarılıp ağlayışım....

şehirlerarası iki sevgiliydik biz,
hiç bir tarifede geçmiyordu buluşma saatlerimiz.
ve hiç bir mazereti yoktu tanrının,
bizim için çizdiği yolların kesişmemesinin...

sehirlerarası iki sevgiliydik biz,
bir türlü yerine ulaştırılamayan mesajları düşünüp kurgulayan,
kendi kurduğu komplo teorilerinin altında kalıp,
yine tek çareyi sevgilisini hayal etmekte bulan,
iki çaresiz,
iki yalnız,
iki yorgun sevgilliydik biz...
kavuşamıyor olmaya hala,
şehirlerarası yolcu taşıyan otobüslerin,
ücret tarfilerinin neden olduğunu sanan...

sehirlerarası iki sevgili,
soğuk bir kış gecesi,
soluk monitörün ışığına bakıp ısınmaya çalışan.
birlikte olamayacak kadar güçsüz,
ayrı yaşayamayacak kadar,
aklı başında olmayan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder