22 Mart 2014 Cumartesi

körü körüne...

yaralarını avuçlarımla kaparsam, duracak mı akan kanların?
içinde ki acıları nasıl dindiririm bilmiyorum...
gelmemek mi?
hiç gitmiyorum ki bıraktığın yerden.
yokluğuma alışmayasın diye,
dokunduğum her yerine kelimelerimi bırakıyorum.
okumuyor musun?

bazen, ne yaparsan yap, olmuyor!
ertelediğin sevinçlerin, gülümsemelerin...
neden ağlıyorsun?
neden konuşmuyorsun_
yoruldum suskunluğundan,
neden görmüyorsun?
dizlerimin üzerindeyim gecelerdir.
gelsen diye yalvardığım Tanrım'la didişiyorum.
neden karartıyorsun bakışlarını?
ben ışığınla renkli rüyalar görüyorum.

kim yıktı seni?
avuçlarında derin ayrılık izleri.
ne çok kanamışsın yalnızlığınla.
bilirkişi raporlarında başarısız intihar notlarına rastlamışlar.
ne kadarını öldürdün kendinin?
şimdi benim beklediğimin hangisisin?

seni ben mi uydurdum, yoksa
yoksa,
hala boş bir ekrana mı yazılıyor yalnızlık notlarım?
kimsin sen?
duvarlarının ardından seslenmeye çalıştığım.
açık yaralarını saramam belki,
belki yenileri eklenir.
korumaya çalıştığın kalbine.
bu yüzden mi hayalinde saklıyorsun beni?
duvarlarına kazıyorum sözlerimi,
kimsin sen?
ya gelirsen diye umutlar ekiyorum,
gelmiyorsun....
zamansız bir kar yağışı başlıyor üzerime.
sanki tek lanetlenmiş yaratığı bendim tanrının.
belki de bu yüzden
en çok beni cezalandırır yokluğunla.
ne gerek vardı ki şimdi?
sen gelmeden önce de açıklayamazdım bu yoksulluğu...
bir gün,
bir daha gelmeyeceksin biliyorum.
tüm bunlar yazıldığı yerde kalacak
ve bir kurşun sıkıcaklar aşkın düştüğü yerde göğsüne.
sorulanlar iyi bilirdik diyecekler...

hala anlam yüklenemiyor.
hala anlatamıyorum,
sussam diyorum, saçmalamayı kessem.
biri yakalarımdan tutup dolaba çarpsın istiyorum.
ne tarafa baksam,
......
bakmasam.
senden başka görmek istemiyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder