27 Eylül 2013 Cuma

düş dünyası seferleri...

akla zarardı kurduğumuz düş diye...
bir türlü kafiyesi tutmayan şiir gibi,
neresini yazsan,
yazamadığının hatrı kalır...
akıl almazdı hissettiğimiz.
ne kadarını düşünsek,
düşünemediğimiz aklımızı başımızdan alırdı...
akıl karı değildi bu sevda,
belki de bu yüzden
daha başında zarardaydı bilançolarımız...
akılsızlık örneğiydi belki tarifinde kullanılan,
olmayacakların...
olan biten aramızda
toplasan üç satır sevdaydı
biz bilemedik neresinde nokta koyulacağını...
belki de bu yüzden inatla yüklemden kaçma çabalarımız,
devrik cümleleri sevip vazgeçemememiz...
seni düşürüp aklıma,
kapatmak gibi kepenkleri.
seninle yalnız kalma çabası koca bir kabalıkta,
bir aksam üstü belk ide
iş dönüşü trafikte,
şarkı tutmak radyodan
sonra kendine gelmek bir düş dünyasından ilk otobüsle,
gerçeklerinden yoruldum!
hayallerinle ısıt beni
geleceksen haber ver
önceden yokluğuna alıştırayım kendimi,
varsan
hayatımda bir türlü eksiltemediğim
hangi tanrıya isyan etmeli?
bir çaresi var mı?
yoksa bir şehir efsanesi mi olacak,
tenine dokunmak icin yanıp tutuşurken ben,
sen bir kadeh şarapla avuturken kendini,
hangi yeni yıl teselli edecek?
eskiyen kalplerimizi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder