1 Eylül 2013 Pazar

sen tutulması...

bir hüznün ne kadarını saklayabilrsin?
seçtiğin kelimeler arasına...
kullanılmamış kafiye hangisi daha önce?
kokusu sinmemiş olsun başka kadınların
hangi çığlık bastırlabilir özlemden doğan
hangi çağrıya kayıtsız kalabilirsin
gecenin bir yarısı
yokluğunda sızlayan bir yaranın
yeniden açılmasıyla
kabuğunun kenarından sızan bir damla kan
ne kadarını içinde tutabilrsin bu sevdanın
hangi kelimeyi seçsem
rahatlatır beni yazarken,
okurken seni...
gülümsemenin ruhum üzerindeki sakinleştirici etkisinin inkarı varmıdır?
teninin kışkırtıcı etkileri gibi
senden sonra bir daha bu denli büyük bir yangın çıkarmı
bağışla beni
tutulup,
tutunma arasında bir yerde kararsız
susma ve söyleme arasında sıkışmış
bir yanım bırak gitsin diyor aklında ne varsa
diğer yanım suspus olmuş
okursan eğer bu satırları
aklına düşermiyim kaygısında..

bekliyormusun beni?
ben hüznümü saklamaya çalışırken kelimelerim arasında
anımsıyor musun?
herhangi bir anında en olmadık yerde
mesela
hani işin başından aşkınken
ya da aksam olsada eve gitsem derken
ya da arkadaslarınla birlikte eğlenirken
gibi tuhaf tahayyüller arasında
gecenin yarısı seni aklıma düşüren neydi?
aklım fikrim teninin yansımasında, aklım üzerindeki
sen tutulması bu gölgesinde kaldığım
nasıl birşeydinki sen
bir türlü anlatamadığım
mucize gerek bize belki de
hani mavi pelerinli kahramanların
yapabileceği türden
büyük bir parkın yeşil çimleri üzerinde
uzanıp izlemek gökyüzünü
uzanıp öperken güzel dudaklarından
içime cekerken nefesini
nasıl bir histir o
mavi göğün altında
dokunurken sana
işte tam o anda
uyanıvermek
kokun sinse üzerime
yeniden uyusam sarılıp kendime
tek dilek hakkım olsa bile
sen dilensem
şimdi gelsen...
gelmediğin her an
içimde büyüyorsun
resimlerinle avutuyorum kendimi
hayallerimle kendimi kandırdıgım gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder