29 Eylül 2013 Pazar

28 saniye...

bulanıklaşıyor resimler.
üstüste gelmiş,
acemi bir fotoğrafçının elinden çıkmış gibi...
uzun bir geceye hazırlıklı,
bolca alkol ve sigara takviyeli...
süzgeçinden kurtulup gelmiş anılar aklımın,
bu saatte beklenmiyordun!
en savunmasız anımda yakalıyor beni
giydiğim hükümler
söyleceğim herşey aleyhimde kullanılacak
susmak elimde değil
anla öyle öfkeliyim
yarım bırakılmış savunmalara...

sert bir rock şarkısı dinlerken boynumu incitmişim
ukalalık dizboyu
nereden geliyor bu kendine güven
en utanmazı ben değilmiydim rezil rüsva aşkların
en yüzsüzü
suratıma tükürülse şükür diyorum
pazarlıklarda ortaya sunduğum kimin ruhu?
hala üç kuruşa fiyaka satıyorum
neresinden tutsan elinde kalıyor bu yoksullukta
ucunu bağlayamıyorum başladığım cümlelerin
havada kalıyorum
enkazımda bulunmasın diye karakutularım
delilleri önceden yoketme teşebbüslerim
intihar nedenlerim bilinmesin diye değil
bu kadar ucuz bir nedenden harcıyorum diye kendimi
kimse bilmesin
duyanlar iyi bilirdik desin
duymayanlar şaşırsın
beklenmedik olsun ayrılışım
ama boşluğum doldrulmayacak gibi değil..

hayatlarına girdiğim her kadından özür dilerim
tamamlayamadığım için başladıklarımı
bu ilk yarım bırakışım değil
itiraflarıma sonuncusu eklensin
garsondan hesabı istemenin vakti geldi mi?
28 saniyeye sıkıştırılmıs bir aşktı bizimkisi
bir kac yıla bedel
ayrılıktan sonra geriye kalan enkazda çalışmalar devam ediyor
bilirkişilere sorulacak nedenler
kac tanık gerekli seni sevdiğime inanmaları için?
kaç yeminli ifade?
kaç dakika daha sürmeliydi bu aşk?
ayıldığımızda hatırlanabilmesi içi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder