28 Ekim 2013 Pazartesi

doğum günü kızına...

heyecandan al al olmuş yanakların
sesinde ki ürkeklik
avuçlarındaki telaş
yanında olduğum anların toplamı kadar,
hayatında ki anlamım.
nasıl da ürperirdin
öperken dudaklarından...
yangının sığmaz içine
beni de sarardın...
dursun isterken zaman,
nasıl da ikimize inat
akıp giderdi,
açuclarımda sımsıkı tutarken ellerini.
ilk göz göze geldiğimiz an da
ilk o an da
alamamıştım kendimi
bu sarhoşluktan
sonra ne açlık kaldı
ne üşümek
incitmekten korkar gibi tutarken belinden
yürüyebilmek yanında...
sanki bir hayaletin koluna girer gibi...
hesapların kapatıldığı
üstü kalsın denilen anların yasandığı
ve anıların arasında yerini aldığı zamanlardı
dudaklarımın arasındayken dudakların
nasıl da içim titrerdi
açamaz gözlerimi
korkardım
an'ın gerçekligine tek tanığım yoktu.
senden sonra inandıramazdım kendimi
sanki ben kurmuş ben oynamışım gibi
arşivime eklenirdi.
sürekli yeni başlayıp
yarım bıraktığım
hikayelerim arasına...

çekinerek yürümek yanında
yanında ama elini tutamadan
sarılamadan beline
ne zordu
kokun hala damağımdayken
tutup yakalarından öpememek güzel dudaklarını...
sanki az önce arkandan sarılmamışım gibi
şimdi yolda yürüyen
iki yabancı...
kaç günde kapanırdı?
bu kadar derinde açılan bir yara.
seni o otobüse bindirirken ki içimde hissettiğim sızı...
sonra ayrılamamak o duraktan
seni alıp giden o dakikayı
kazırken aklımdan....

doğum günün kutlu olsun bebeğim...
sen gittikten sonra
içimdeki bütün mülteci istekleri
örtbas ettiğim....
şimdi bütün sorumluluğu benim olsun bu hataların
en güzeli senin
yaşanacak yılların....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder