17 Ocak 2017 Salı

olsun...

kestiğin saçların neyin diyetiydi?
kime kızdın bu kadar
olsun
masumluğun ispat gerektirmiyordu
gittiğin zaman
istanbul benim olsun
paylaşılacak dostlar
fotoğraflar da senin
buz gibi merdiven boşluğu
karanlık
olsun
çöküp ilk basamağına ağlamak
avutacaksa gitmek
kestiğin saçların
diyetin olsun...
beklemek diyorsun
geçmeyecekleri
boyama kitabın
seçtiğin pastel renklerin
dalıp gidiyorsun ya
bıraktığın istanbul
benim olsun
bir otobüs garında
simit satıcısı
penceresinden bakarken buğulu gözleriyle
kadına seslenmiş
kadın yorgun
simitler benim olsun
rahatsız etme
ağlayacak birazdan
kısacık saçlarına gidecek elleri
dokunamadığı canını yakacak
aklına düştükçe dokundukları
gidecek gittiği yer
etkisini azaltmayacak çaresizliğin
gitmek olsun
kalmanın bir halta yaramadığı zamanlarda
kısacık saçlarıyla
küçük el çantası kucağında
arada bir aynasını çıkarıp
makyajını kontrol edecek
hanüz ağlamamış olsa da
akmış mı diye
boyası gülümseme maskesinin...
bakışlarını kaçıracak gözlerinden
simitçi uzaklaştı
birazdan muavin gelip gidecek
sonrası karanlık bir yolculuk
kimse farkına varmadan
uzaklaşacak
geride bıraktığın istanbul
benim olsun
gittiğin ankara senin
bir gün geri gelirsen diye
manzarasını yazıyorum buraya
seviştiğimiz odanın penceresinden
perdesinin aralığından
gecenin yarısı yanan tek lambasıyla
o dar sokağın
sekiz metrekaresi aydınlık
ilerisi de berisi de belirsiz
sabah görmeseydik belki
gidip gelmeye korkardık
gri renkli üzgün binaların
kimi ahşap kimi
dökme demir kapıları
hızlı adımlarla geçer kağıt toplayıcısı
ileride durup eşeler konteynırı
göremezdik ama bilirdik
üşümüş
döner yatağın ucuna oturur
bir sigara yakardık
sokağın tek lambası
perdenin kenarından aydınlatırdı dumanı
altında uzanır
sırtın göğsümdeki yerini alır
yarı uyur
sabah uyanmaz
ayrılık hep böyle beklenir de
akla sığmaz
ama unutulmaz
bir kelebek kanat çırpar
kafesinde göğsün
ömrü yetmeyecek diye belki de
uzun uzadıya rüyalara dalmaz...

kestiğin saçların
özgür bıraktı mı seni?
ne kadarından kurtuldun
kaçmak istediklerinin?
ya sana kalanlar,
benim olsun dediklerim
rahatlattı mı seni?
istanbuldan vazgectin
saclarından vazgectin
ya benden?
giderken yanına aldığın
sustuğum kelimelerim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder