15 Mart 2014 Cumartesi

kırılganlık payı...

ne gitmek o kadar zor,
ne de kalabilmek tek başına.
belki de zor olan bunları bilipte yaşamayı ertelemek.
adresini bilipte yollayamadığım mektupları,
blog ya da forum sitelerine yazıyorum günlerdir.
acısı geçiyor mu diye sorarsan,
içtigim alkol, aldığım uyuşturucu kadar hafifletiyor içimdeki sancıları.
ayılınca yan etkilerinden kurtulmak için,
kendimi yaşamaya veriyorum...
bir sürü abuk subuk, aklı başında işler yapıyorum.
insanların hayatlarına girip çıkıyorum,
kimi zaman gülümsüyorum uçup giden martılara.
kimi zaman yanımdan gecen adamlara küfürler edip,
dayak yiyorum...
uzun zamandır yetişemiyorum vapurlara
ama yine de yetişmek için koşmak hosuma gidiyor...

adresini bilipte yollayamadığım mektupları,
uç uca ekleyip kalın bir ip yapıyorum,
her gece kendimi asmak için,
şiir defterlerinden yapılmış kuleme...
ve yazdığım her satırda biraz daha boğuluyorum..
sonra kalemimin arkasında ki silgiyle
siliyorum yaşayamadıklarımı aklımdan...

ertesi gün bir şey olmamış gibi
kalkıp kendimi yaşamaya veriyorum.
biliyorum,
yetişemiyeceğim ama
o vapura koşmak öyle eğlenceli ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder