19 Mart 2014 Çarşamba

bana böyle yazma...

``çık gel neredesin?
yazma,
konuşma,
kelimelerini gözlerinden okuyayım...
hiç konuşma,
boynuna sarılayım,
saatlerce...
şimdi kör bir kuyuya düşüyorum.
hiçbir çarem yok.
ipler senin elinde...
üzgünüm canım,
gitmek zorundayım.
seni daha çok özlemeye,
sevmeye...
gitmek zorundayım,
ojelerim akıyor alnımdan.kıpkırmızı.
ya benim yaralarım...``


bıraktığın yerdeyim, elim kolum bağlı.
bir kısır döngünün içinde nefes alamıyorum.
sana gelen tüm yollarım kelimelerimden geçiyor
ve ben korkuyorum...
yıllardır ilk kez korkuyorum,
biterse diye yazacaklarım!
başka sözler, baska yüzler yetmiyor.
aşkım uyumak üzere yalnızlığımda.
ben sana yazarken bir gölgenin kuytusunda ağlıyorum.
gözlerimden anlayabileceklerin, boynuma sarılabileceklerin,
yazdıklarımdan okuyabileceklerin...
neredesin?
sahip olduğun zorunlulukların.
yazma bana istemiyorum!
biliyorum o vapura asla yetişemiyeceğim ama
ciğerlerim patlarcasına koşmak istiyorum.
belki yaralarını saramıyacağım ama
sana dokunmak istiyorum.
parmaklarımın arasından süzülen kanınsa,
seninle birlikte kanamak istiyorum.
üzgünüm...
gitmek zorunda olduğun için.
öyle az geliyorsun ki bana.
her kelimeni çerçeveletip asıyorum duvarlarıma.
öyle az geliyorsun ki bana,
gidiyorum dediğin zaman nefes alamıyorum.
ıslığıma gömüyorum kalbimde ki sözleri...

keşke yaralarını sarabilseydim.
elimde yamalı bir sevdanın kullanılmış kelimeleri,
alkol kokan bir ihtiyarın nefesi,
parmaklarımın arasından süzülen kanın,
keşke seninle birlikte kanayabilseydim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder