18 Mart 2017 Cumartesi

senin için yazdığımı bilme...

uykunun mutluluk hali
senin dilemene bağlıymış gibi
nasıl beklentilere giriyorum
dördüncü gece benden esirgediğin
nasıl da önemsiyorum kendimi
senin adına
sanki bundan sonra her gece dilesen,
içinden gelecekmiş gibi
arsızca üzerine geliyorum
içinden gelmezse yapmazsın değil mi?
yapma...
'miş' gibi yapma
anlarım...
bazen aptallığım tutarsa
sen tutma
bırak uzaklaşayım
canım yanmasın diye her düştüğümde
kollarına alma
istediğini al...

hasar tespit çalışması yapıyordun üzerimde
ayrılalım sözlerini ilk defa diline getirdiğinde
ne kadar kırıldığımı
kırıldıktan sonra
nasıl ayağa kalkacağımı görmek için
birden dökülüyordu sözler dilinden
sonra hemen sarılıp bedenime
buradayım diyorken
gitmiyorum, hep benimlesin,
hep yanımda kalacaksın derken
sesimi dinliyordun
ne kadar derine düştüğümü hesaplarken
çıkabilecek miydim?
yoksa yine ellerime hakim olamayıp
kendi başımda mı dövecektim?
kan çanağına dönecek miydi gözlerim?
sesim titrerken
kabullenmeye çalışırken gidişini
ihtiyarlayacak mıydım karşında?
sen bana bakarken....

olmuyordu işte...
hissettiğin tüm o yorgunluk,
tüm o beklentisizlik hayattan,
amaçsızlık,
ne istediğini bilememek değil,
çok istediğinin önünde,
en büyük engeldim ben...
seni buraya getiren,
seni ayağa kaldıran ben!
şimdi seni olduğun yerde tutarken
pranga gibi ilerlemek isterken
bileklerinde, ayaklarında
tamamdı işte!
buraya kadardı, geçti...
bundan sonrası sende...

sanki seni özgür bırakmamı istiyordun
söyleyemiyordun belki
dilin varmıyordu
yutkunuyordun,
söyleyecek gibi olsan,
kıyamıyordun
konuyu değiştirirken
nelerden bahsediyordun
ikimizde farkındaydık
ne kadar uzaklaşsak da
sen anla diyordun içinden
ben anlıyordum
gerisi hasar tesbit çalışmasıydı
tüm önlemleri alınmış,
eskimiş bir binanın yıkılmasıydı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder