8 Mayıs 2014 Perşembe

kayıp mektuplar-27

durup durup eski sözlerime takılıyorum. yenilerinin hesaplayamadığım etkileri... belki dolar gözlerin,
senden yıllar sonra yazılanların, seninle bağdaştırılacak ne yanı var? platonik bir sevdanın bilinmeyeniydin sen. ne adını verdim kimseye, ne de unuttum. her akşam üstü beklediğim binmeni,
tuhaf 92b otobüslerinin ve inatla saatlerine göre plan yaptığım, i.e.t.t. müdürlüğünün, belki de ne çok hayır duası ettim. seni veriyor diye bana ve alıyor diye beddualarım... ve hala gecenin bir yarısı açtığım sessiz telefonlarım. bilinçli bilinçsiz bir sevdaya alıştırma yapmalarım, test sorularım ve bir türlü doğruluğundan emin olamadığım cevap anahtarlarım...

ne senin gerçekliğini ispatlayacak kadar dersime çalışmıştım ben, ne de yoksun diyerek realist bir hayatın öfkesine kapılmış. seninle birlikte geçirebileceğim halde, bir türlü doğru zamanda, doğru yerde olamıyorumu içime gömüp, salaş gecelerin soğukluğunda, mekanik bir ahizeden gelen sesine bıraktım. bir gün sonra inkar edeceğini bile bile, bir gün öncenin gücüyle ayakta kalıyordum. yüksek ateş ve öksürüklü bir hastalığın aşısı gibiydi, sesinin bedenim üzerindeki etkileri ve ben üc günden uzun süre seninle konuşamazsam, inanmıyordum yeniden ayağa kalkacağıma...

tam 14 yılın ardından, kelimelerim daha iddialı artık ve sözlerim cürretkar. sensiz de yaşayabiliyor olmanın gücü damarlarımda. ne kanım aktı ne de canım yandı, seni çıkarınca içimden. ne geri geldin ağlayınca, ne de seni unuttum, başka bir kadının kollarında. yerine koyamadığım kadar yoksulluğum. hala adının harflerinden oluşan şiirler yazamayacak kadar beceriksizim ve hala içinde senin geçmedigin bir şiir yazabilecek kadar güçlü bir şair...

sensiz bir hayatı tek başıma yaşamaktan daha zordu. geri kalan ömrümü, başka bir kadının kollarında tamamlamaya çalışmak ve utanıp sıkılmadan yalan söylemeye... kızıl saçlı bir kadının avuçları arasına bırakmak,
senin için yazılmış bir şiiri,
bir başkasının gönlüne...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder