3 Mayıs 2017 Çarşamba

Bilinç'Ötemden Yansımalar-26

eskiden gazete köşelerini keser kupon biriktirirdik, şimdi efkar biriktiriyoruz. karşılığında kimse bize buzdolabı ya da televizyon vermiyor. Meydan larousse ansiklopedilerimi ne yaptım anımsamıyorum. aynı anda altı tanesini birden kaldırmaya çalışırsan fıtık olma garantisi vardı. Ne tuhaf, on iki cilt kitap toplasan on iki sayfasını açıp okumadım. Aylarca kupon biriktirdim oysa alabilmek için. O yıllarda google diye bir icat yoktu tabi ki, elindeki telefondan girip ulaştığın bilgiyi o kalın kitaplardan arayıp bulman gerekiyordu. Hiç bilgi ihtiyacım olmamıştı sanırım. Sanki her şeyi biliyormuş gibi değildim tabi ki, belki önemsemiyordum. Yıllarca durdu o kalın ansiklopediler, üzgün ve mutsuz, siyah renkli kapaklarının altında açılıp okunmayı beklemişler midir? Sonunda ne oldular? hatırlamıyorum bile...

ama istikrarlı bir eylemdi bu, her gün aynı gazeteyi alıp kuponları kesmek, ay sonunda onları sıraya dizip, eksik varsa yedeklerle tamamlayıp sonra dağıtım yapan bayilere gidip sıraya gidip beklemek ve almak... o istikrarı kaybettim bir gün, o günden sonra hayat kendi başının çaresine bakmaya başladı beni çok umursamadan. yani bildiğini okudu, sanki benim okumadığım o kitaplara inat onların intikamını aldı benden. bu tuhaf iç hesaplaşmaların saçma sapan zamanlarda ortaya çıkıp aklımı meşgul etmesi de ayrı bir konu tabi ki... yıllar öncesine gidip gelmek istemeyişlerimin şimdiki zaman karşılıklarını bulmak için uzman bir psikolog olmaya gerek yok. istediklerimin olmayacağına inancım arttıkça gerçeklikten uzaklaşıyorum. tıbbi terimlerle bunu açıklayabilseydim afili cümleler kuralabilirdim ama en basit ifadesiyle sadece vazgeçiyorum'dur bu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder