21 Ocak 2016 Perşembe

inanmak bir yol...kimse yürümeyecek...

heyecanım nefesime karışıyor.
sığmıyor göğsüme gençliğim.
neye uzatsam elimi,
sanki çarpacak başka bir el
dokunma! der gibi...
boğazıma dizilecek istediklerim,
yutkunmaya çalıştıkça,
unutmayı öğreneceğim...

neresini uyusam bu hayatın,
uyutmayanlar zamansız tutuyor beni.
tutunacak sevgili beklerken,
ellerimi çekiyorum.
sanki çarpacak başka bir el,
sevme! der gibi...
ses veremediklerim,
yazılacak,
sanki çok yazınca,
şairliği öğreneceğim...

yalnızlıkta dahil mi sessizliğe?
susmak hala konforlu,
güneşli ve sıcak bir sahil şeridi.
merak edip düşünmek neresine düşer sevdanın?
düşünülmek, düşünde olmak bir kız çocuğunun,
şehirler arası bir otobüste tek başına şimdi,
yorgun başını kimin omzuna koyacak?
yanında olsam,
tutup yakalarımdan sarsacak başka bir el,
düşünme! der gibi...
hayal ettiklerim,
sanki çok isteyince,
otobüsten indiğin yerde bekleyeceğim...

umutlar ekip içine,
yeşermesini izliyorum.
büyüttüğün çiçekler benim,
kokladığın benim tenim...
ne çok özledin.
her yolculuk bana,
her kavuşamama,
kavuruyor içini.
geçecek bütün bunlar,
sahilde bir evde buluşacağız.
teninde sıcak rüzgar,
denizin tuzu dudaklarımda.
öptükçe susayacaksın,
öp'sen diye
bırakıp kendimi kollarına
gözlerimi kapayacağım
parmaklarını daldırıp göğsüme,
tutacak kalbimi başka bir el
atma artık! der gibi,
oysa tam da şimdi yaşamalıydım derken
sanki bir yüz yıl daha yaşasam,
mutlu edebilecekmişim seni...
bir yüz yıl daha olsa,
doyabilirmişim gibi,
seninle yaşadığım her gün,
mutluluğumu
tanrı kıskanmış sanki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder