24 Mart 2015 Salı

saklarım seni...

sana çok gördüğüm zamanımı,
gecelere mi harcıyorum?
yalnızlığımın nedenini,
ah'ına mı yoruyorum?
şimdi sen hayatın telaşına düşmüşken,
ben tahayyüller meclisinde,
kendimi mi avutuyorum?
her sabah üzerine ne giyeceğini düşünürken,
ben senin heyecanına vuruluyordum.
hangimiz yanlış yapıyordu?

en sevdiğim uykumun yarısında kalkıp,
sersemce yürümeye çalışırken,
nereye?
diye sorduğunda,
kendime gelip,
yanına!
diyordum...

anlamıyordun...
az sonra uyanacağını bilen bir aptaldım ben,
rüya görürken...
bu yüzden
biraz ağzım bozuk
her yeni sabaha...

kaç sigara söndürüldü,
gecenin koyusunda,
balkon köşelerinde,
kokusu sinmesin diye
uyuduğun odalara,
uyanma diye sen,
dumanı
soğuğa üflendi.

şimdi 'nerdesin?'ler,
sabah anımsanmayacak...
gün boyu,
yorulacak bedenler,
gece
alkol hükmünde,
ayıklığın zehri karışmayacak,
'yoksun'larla

kimse inanmayacak,
kabul edilesi bir son değildi bu,
sürdürülmesi daha zor,
hangimiz daha çabuk yoruldu?

alışkanlıklarım duruyormu hala?
odada ışık olmadan uyuyabiliyormusun mesela?
diğer yarısı boş bir yatakta...

tuhaf...
nasıl da dönüyor dünya,
nasıl da insanlar birşey olmamış gibi,
işlerine gidiyorlar...
benim gibi....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder