5 Mart 2015 Perşembe

iki yabancı

bir sakarlık parmaklarımın ucunda
gittiğinden beri neye dokunsam
kırılıyor...
ne yazsam
üzerinde durduğu gibi güzel durmuyor
satırlarımda
sonra siliyorum
anlamak
bu acıyı hafifletmiyor...

doldurduğum her kadeh
yaktığım her sigara
uykusuzluk
küfürle başlamak uyanınca
uyumak bu kadar zor değildi
saçmalamak
tanımadığım insanlara

şehrim istanbul
kalbim ankara
yükselenim sevda
aklım fikrim
yokluğunda...

birlikte savrulamadık
başına buyruk bir iklimin
tahmin edilemez
etkileri tenindeki
tenimdeki
boşluğun
yazmakla geçmez...

ne gidebildik kendi yolumuza
ne cevaplarıyla yetindik
sorularımızın
yine de bulup birbirimizi
seviştik
her gece
ezberledik
göremediklerimizi

kaç gece birlikte uyuduk
hep tek başımıza uyandık
kaç gece dokunduk
başka kimsenin dokunmadığı yerlerimize...

şimdi bu ürperti
bu sarılmak yastığına duygusu
bu bir filmi birlikte izlemek varken
o filmi aklında tutup
bir daha rastlamamak kaygısı

nasıl da her kıvrımını bedeninin bilip
hiç görememek...
yaktığım ateşin sıcaklığını iliklerimde hissedip
hiç ısınamamak...

senin beklentilerin
benim bağlanmakla ilgili sorunlarım
çözeriz sanmıştık
attığımız düğümler
boğazımıza takılırken
nefessiz kalmıştık...

şimdi ne sen mutlusun
ne de ben mutluymuş gibi yapıp
gülümseyebiliyorum
gözlerimizde donmuş renkleri hayatın
her  gün
iki mutsuz uyanıyoruz

nereye kadar tutup kendimizi,
diğerimizi merak etmiyormuş gibi yapıp
yaşıyormuş rolünü oynamaya
devam edeceğiz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder