23 Mayıs 2014 Cuma

sustum...

benim küçük sevgilim,
bir koca yılın ardından neler yaptım sana?
neler gördüm, neler söyledim?
hissetiklerim kadar vardın sen hayatımda,
ve sana söylediğim her kelimeyle tuttum kollarından,
tenine yazdığım her kelime kadar dokundum.
susamadım,
sustukça sen başka anlamlar yükledin suskunluğuma,
ben yükleme diyemedim.
ben kaçtıkça, sen içimdeki kaçağa tutuldun.
ben sana yakalandıkça
içimdeki kaçaktan vazgeçemedim.
şimdi bir koca yılın ardından,
ne sana beni unut diyebiliyorum,
ne de sensiz bir hayatı gözüm alıyor...

benim küçük sevgilim,
bizim olabilecek ne çok aday şarkımız var ilk günden beri...
halk oylamasına başvursak,
yada bir jüriye sorsak,
bu aşkın kural tanımazlığı,
her geçen gün senin dayanamadığın,
benim kabullenip içime kapadığım umutsuzluk.
hangimiz daha uzun süre ayakta kalacak bu savaşta?
hangimiz çabuk pes edip diğerine atacak,
ayrılmanın o soğuk sorumluluklarını...

öyle cok ittirdim ki seni benden uzağa,
ne kadar unutmak istedim, sen o kadar aklıma düştün.
ne zaman aklıma düştüysen, seni alıp bir köşeye bırakamadım.
ve sen hep
ve sen hep benim küçük sevgilim oldun,
ne olduğunu bile bilmeden...

öyle razıydınki bu kabullenişe,
bu yıkıma,
bu bir devrin kapanışı,
başka bir devrin açılamayışı,
bu bir ömrün sona ererkenki galasında,
çift kişilik davetiyesi,
bu yanındaki koltuğu belki ben otururum diye,
boş bırakışın,
gözlerimin içine bakışların,
sana yaptıklarıma rağmen,
geceleri sesimi duymadan uyuyamayışların...
bir koca gün beni düşünüp,
bunu bildiğim halde seni aramayışlarım...
ne çok belkiler öldürdüm senin içinde,
ne cok umutlarını kurşuna dizdim.
senin hala, benim üzerime oynayışın.
bu hayat denen kumar masasında...

tuttuğun tarihlerin,
attığım mesajları bile kaydetmelerin,
defalarca bitirip,
bir başka defalara başlamaların,
benim küçük sevgilim...

vazgeçemeyişlerinin sorumlusu olmaktan yorgunum.
ve senden vazgeçemeyecek kadar tutkun.
şimdi ne beni unutmanı isteyebilirim senden,
ne de vazgeçebilirim artık,
yazdığım her kelimeye senin anlamını yüklemekten...

benim küçük sevgilim,
bir koca senenin ardından
sanki yalanmışız gibi.
ilk gün dinlediğimiz şarkının mısraları arasından,
süzülen gözlerimden çaresizliğim.
sana belli etmemek için,
senle konuşurken
belli belirsiz anımsayıp güzel saatleri,
gülümsemelerim.
cevapsız bıraktığım soruların.
belki de bu çaresizlik yüzünden,
en konuşmamı istediğin anlarda,
dudaklarımı ısırıp,
susmalarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder