23 Ağustos 2013 Cuma

Kadın !

kadın gülümsüyor!
basit bir mutluluk karşısında
açıveriyor kollarını
öpmek istiyor uzanıp
sevdiğinin dudaklarından
ansızın uyanıyor

kadın ağlıyor!
içinde biriktirdiği
yarım kalmışlıkları
daha da derine itiyor
söyleyemediklerini
susuyor
insanlar anlamıyor
nasıl olur da bir kadının
yalnız kalacağını
oysa avuçlarında bir adam eli,
sığıntı gibi yasarken bir hayatı
kadının gözleri dalıyor
bir akşam üstü
mutfağından izlerken
sokağından gelip geçenleri...

kadın anlıyor!
elinden gelen bu kadar
ahh bir de hayallerine söz geçirebilseydi
tutabilseydi içindeki ürkek kız çocugunu
kaçıp gitmesin diye
yabancı adamların peşinden
uyarabilseydi de
ne kadar sözü geçerdi
bir erkegin kadını olduktan sonra
ne kadar ciddiye alınırdı artık
her akşam üstü tv izleyip
yemek yapma sorumluluğunu
iyi bir iş sanarak...

kadın ağlıyordu!
yetmiyordu çünkü ona sunulan
hayat adı altında
seçmemişti ki yaşadığını
babasının en güzel kızı,
annesinin kıyamadığı,
el adamının koynunda
doğuracak cocuklarının anası...

kadın vazgeçiyordu!
önce hayal kurmaktan,
sonra
yaşamaktan...
kendini sevmekten vazgeçiyordu
sonra bakıp güzel olmaktan
öpmekten vazgeçiyordu
öpüldüğünde hissettiği,
kalp çarpıntısından...
böyle bir dünyaya uyanmaktan korkuyordu her sabah
gecesinde teslim olmaktan
sevmekten vazgeçiyordu kadın
kapanmıyordu yaraları
üstün körü yapılan pansumanlardan
bırakıyordu sonra
evinin tozunu alıyor
yemeklerini yapıyor
çamaşırlarını yıkıyor
ve çocuklarını doğuruyordu adamın
başka birşey gelmiyordu elinden
her sabah yeniden kalkıp yatağından
yaşamaya çabalıyor...
yaşamak başka birşeydi artık
ağır geliyordu farkına varmak,
çok istedikleriyle
elde edemedikleri arasında sıkışıp kalmak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder