20 Kasım 2016 Pazar

resim...

o kadar ihtiyarlamış ki gözlerim,
yorgunluğunu ıskalıyorum sana bakarken
eğer çizebilseydim elime alıp kara kalemi
şiir yazmak yerine
mutsuzluğunu çizerdim
beni her düşündüğünde...
dört duvar duymaz
alnında biriken ter damlaları
üşüsen yanarken
seni benden başka kimse
anlamaz...

uyursun
sarılmış bir yorganın altında
uyanmak
hepsi herşey düşündüğün gibi
ahh bir koşsan
ve atlasan
deniz alsa seni
balık öpse
ve koklasa
karşımda öylece duruyorken
sus pus olmuşum
ne desem kırılacaksın sanki
sussam
deniz alacak seni
bu kadar istiyordum oysa
bencilliğimi bağışla
kaçırdığım uçağa
bomba ihbarı yapmışım gibi
sen gitmemişsin
kaldığın bir başka...
yakalanmışım
inkarlarım sen
inanmıyorlar ya
sen inansan yeter
en fazla dört yıl yatar çıkarım
başka resimlere tutulup beni unutmazsan eğer...
gökyüzü dökülür
uyanırsın
başka işin yok
beni düşünmeknten başka
yağmurda yürüdüğün her yol
nasıl ıslanmışsın
soyunsan yanımda
öpsem seni diyorum
gökyüzü dökülürken
yağmur damlaları değerken tenine
bundan büyük huzur
bundan güzel koku yok
ıslanmış
işim yok
sen bir yerlerdesin
aklım fikrim sende
senin
bir resimde
yazmaya çalışmışım
olmamış
çizememişim o resmi
yetmemiş
kafiyesine sığınırken bir şiirin
bir kara kalem kadar olamamış
boyayamamışım düşlerini...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder