20 Haziran 2016 Pazartesi

tek kişilik...

çok kül tablası doldurur bu aşk.
çok gece ekler üzerine
gündüz ayılamazsın
bekle diyorsun ya
kimi kandırıyoruz?
geçmeyecekleri görmezden gelip
gülüyormuş gibi yaptıklarımızı
hangi kafayla unutacağız?

sana hissetirmeden,
içinden alabilmek beni mümkün mü?
nasıl uyanacaksın bir sabah,
ben yokmuşum gibi
o gün üzerine ne giyeceğini
kendine mi soracaksın?

sıradan hırslara kapılıp
avutup kendimizi evlilik programlarıyla
dedikodularımı anlatacağız artık
içimize sığmayanları
geceleri tek başımıza kaldığımızda
ve uykusuzluk kemirirken beynimizi
huzur çoktan içkiye vermiş kendini
beynimin içinde davullar
saçma sapan bir kına gecesi tertiplemiş
ter içinde bedenler
yapışmış giysilere
neyin eğlencesinde bu insanlar?
birileri kurtarıyor ülkeyi ekran karşısında
birileri aşkı ilk keşfetmiş
okuyor sanki kendi yazmış gibi
bir kadının suya değiyor ayakları
şehvet ayıplanıyor
sanki aldırmış gibi cinsel organlarını
ne çok seviyor şu insanlar!
başkası yapmasın,
ben yapsam kimse bilmesinleri
ve kandırılmayı...
anlamaktan yoruldum...
anlatmak hafifletmiyor sancısını
aklımı kaçirmadan önce
kaçıp gidebilirsem eğer
kart atacağım size
denize sıfır
yuzyıllık bir ağacın dibinden...

gerçek olamayacak kadar büyük hayaller kuruyoruz ya durmadan
belki de bu yüzden
her yenilgimiz
daha çok batıyor içimize
her iç çekişimiz
garip geliyor insanlara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder