21 Haziran 2016 Salı

kız çocuğu hayali...

ne yaşamış olabilirsin ki?
bu kadar koyverecek kadar...
hangi kelimeleri duyunca vazgeçtin,
hayaller kurmaktan...
anlık heyecanlar yetmiyor artık biliyorum.
içindeki ateş yaktıkça tenini,
göze aldıkların,
sınırlarının ötesine geçiyor.
geri dönememek umurunda değil,
döndüğünde bulacağın sen,
artık hoşuna gitmiyor...

oysa bir sabah uyanmak vardı aklında
dudaklarından kocaman bir gülümseme,
perdenin köşesinden sızmış güneş
teninde sıcacık
ne kadar saçma yatılırsa bir yatakta,
öyle mantıksız uzanmak...
ve uyanmak,
gündelik korkularını sokmadan güzel aklına
belki güzel bir kahvaltı,
hazırlayıp bırakmıştır biri mutfakta...
çıplak ayaklarla basmak soğuk ahşapa,
saçların dağılmış,
acemice toplamak isterken,
offf bırak kalsın öyle!
çay hala sıcak olmalı
nasıl da acıkmışsın,
kızarmış ekmeklerin üzeri örtülmüş,
dokunuyorsun
çıtır çıtır...
bandırıp bir ucunu reçele
dişlerinin arasına aldığında
dilin dayanamıyor daha fazla
hazzın doruklarına çıkarken bırakıyorsun kendini
gözlerin kapalı çiğnerken ekmeği
huzur dağılıyor ağzında
çay artık kimin umurun da?

bu kadar basitken mutluluk,
karmaşasında hayatın savrulmak
hangi duymak istediğin
söylenmedi sana?
zaten sonra kim konuşsa,
hep aynı tekrar
kimlere paylaştırıyorsun kendini?
bitecek mi?
ya bitmeyenleri?
arkası yarınlar olmayacak
kime tutunsan elinde kalacak bundan sonra
biliyorsun...
bilmek,
içindeki boşluğa dolmayacak
sevmek!
bir zarfa konulup mühürlenmiş,
kullanılmayan çekmecenin arkasına itilmiş
yanlışlıkla bile olsa asla
karşına çıkmayacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder