1 Mart 2016 Salı

Bilinç'ötemden yansımalar -3

çocuk olmanın ne demek olduğunu çocukken farkedip, çocuk kalmak isterken hızla büyümüş ve bu büyümenin pişmanlığını her zaman içinde hissetmiş gibi...

bahçemizdeki erik ağacına çıplak ayaklarım ve üzerimde kısa şortum olduğu halde tırmanırken canımın yanması hoşuma gidiyordu. daha olmamış erikleri daha safrayken ağzıma attığımda, o ekşi tad, biraz fazla yersem karnımın ağrıyacağını bilmek umurumda değildi. çünkü o an, bir daha asla yaşanmayacaktı...




bahçenin büyük demir kapısına asılıp sallanırken ileri geri, kendi dışımdaki bir güce teslim olmak, onun kollarındaymış gibi savrulmak, sanki uçabiliyormuşum gibi, oysa yerden en fazla beş santim ayaklarım kesilmiiişken, kendimi geriye bırakıp gözlerimi gökyüzüne dikmek ve hayal kurmak...

biliyordum. büyüyordum, bir daha hiçbir savrulma o kapıya asılıp sallanırken hissettiklerimi yaşatmayacaktı bana... o an biliyordum. bilmek gölgeliyordu hissettiklerimi. büyümek istemiyordum. belki de ilk defa karşı koyamamak kadere içime en büyük sıkıntıyı düşürmüştü.

sonra iniyordum o demir kapıdan, karnım acıkmış, annem sanayağ sürmüş bir dilim ekmeğe, üzerine bir parça tuz serpmiş, almışım elime sokağa çıkmışım. Nasıl tatlı o yavan ekmek, nasıl çiğniyorum, tuz tadı, damağımda, doyuyorum... Yıllar sonra zengin bir içki sofrasında, ne yesem az gelmiş ruhuma, içmekle doldurmuşum o boşluğu...

Plastik topla oynadığımız her maçta, karşı komşunun bahçesine kaçmış topumuz, adam huysuz mu huysuz, tırsmışız hepimiz öylece oturup kaldırım kenarına bahçenin duvarına bakıp, hangimiz daha cesur girip alacak topu diye düşünürken, adam çıkmış dışarı. Küfürün bini bir para. Bir elinde ekmek bıçağı, diğer elinde plastik top. Saplamış, atmış posasını önümüze lanetler okuyarak. Biz ne yaptık? Patlak topla oynamaya devam ettik... Çocuğuz çünkü... Hayallere bıçak işlemez ki...

 Çok yorulmuşuz gün boyu top peşinde koşmaktan. Kaybetmişiz, ya da kazanmışız ama sonuç yorulduk işte. Birimiz bir koşu gidip evden su getirmiş. Dikmişiz ağızdan ağıza. Kana kana, yana yana içmişiz suyu... Sonra, devre oldu ya, top peşinde koşturmaya devam etmişiz....

Çocuğuz çünkü... Çocuktum.... Farkındaydım geçtiğinin. Geçti... Şimdi anımsamak, anımsadıklarımı yazmak, asidi kaçmış bir bardak kolayı içmek gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder