2 Ağustos 2015 Pazar

kaç akşam olacak?

bazen sebepsiz yere akşam oluyor.
en güzel anında kızıla dönüyor günün ışıkları.
bir bardak demli çay kıvamında,
dirseklerini dayayıp yorgun korkuluklara.
ne çok ayrılığa tanık oldu İstanbul'um...
ne çok masaya meze,
ayrılığa gebe,
sancılı doğumların ardından,
yalnız başına çay içilen akşamların oldu senin...

oysa kargaşasında hayatın,
kaçırdıklarımızı biriktirdik biz.
dalıp giderken mavi sularına,
yüzme bilmiyor olmak,
hep kurtarılmayı umut etmektendi...
son nefesi bırakırken boğazımızdan dışarı,
elimizde hissedemeyip,
o sıcak eli,
sorgularken bulduk kendimizi...
hangimiz daha çok sevmedi'yi...

bazen sebepsiz yere,
yorgunluk çöküyor omuzlara...
kimse anlamıyor olsa da,
anlaşılmak sanki çok bir halta yarıyormuş gibi,
ayrıntısına kapıldık her sevdanın,
her sevdanın,
elin, elimin üzerinde olsaydı eğer,
ayrılmazdık'ı kurduk...
oysa herkes bilir,
kalbine giremediğinin avucunda,
oyuncak olmaktan öteye gidemezdi, sevda dediğin...
onun bir mesajıyla maviye dönen göğün,
sustuğu an da
işte o an'da
kızıl ışıkları çarpardı yüzüne,
zamansız akşam oluşların...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder