25 Ocak 2015 Pazar

mutlu yıllar...

kısalan günler midir?
yoksa ömür mü?
ertelediklerin birikir aklında
sonra
öyle çoğalır ki,
sadece vazgeçersin...

sadece uyumak istersin.
bir düş boyu yol almak
kırılganlıklarını tazelersin
demli bir bardak çay kıvamında
şekeri azaltırsın hatta
gençliğinin ateşinde yakmak istediklerin
daha değerli gelir
takvimdeki rakkamlar değiştiğinde...

sonra
tüm o öfkelerin,
hırsın
o başaramam kaygın
sıradanlaşıyor
sadece gülümsüyorsun hatırlarken
yıllar o derin izleri
sadece yüzüne bırakmıyor
anlıyorsun...

farklılık yaratmak konusunda
hicbirzaman başarılı olamadım belki
ama sıradanlıkta da o kadar iyi değildim...
aynı insanlara bakıyoruz herkes gibi
aynı görmüyoruz
ben sadece
görmezden geliyorum
aklıma düşenleri
geçer diyorum bir süre sonra
geçiyor
yada ben
geçmiş gibi yapmayı öğreniyorum

bazen susuyorum ya
yıkılmasına izin veriyorum
hani bazen
bir kavgaya karışmak istemezsin ya
yanından geçip gitmek istiyorum sadece...
öyle yoruldum ki
dokunsam
başka bir dünya olacak
dokunmazsam
içimde kalacak
yeni bir keşke ekeceğim geçmişime
yeni bir zehir karışacak kanıma
yeni bir yılda daha
ben
çok susup
daha çok yazacağım
sen konuşsana dedikçe
derin bir nefes alıp
kafamın içinde uçuşan kelebeklerden başım döner
üzülürüm
kısalığına değil ömrümün
bilmek yakar canımı
seninle geçecek anların
tadını...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder