22 Eylül 2014 Pazartesi

masal değil bu! gerçekten seviş benimle...

sevişmek seninle,
bir yangın yeri
boş odaları doldurmak inlemelerimizle...
çok mu susamıştık,
çok mu bekledik tek başımıza,
şimdi söndürebilmek için ateşlerimizi
tenimizde
bu kadar aceleyle
bu kadar acemice
yırtar gibi geceyi,
parçalayıp üzerimizdekileri
sanki hemen bitecekmişte
kaçırmamak için
birlikteliğe kalkan son treni
nefes nefese koşturur gibi
dolu dizgin
bir kadın bir erkekle
ve bir erkek bir kadınla
ne kadar sevişebilirse,
öyle,
sarılmak...
bırakırsak bozulacak büyüsü
aklına başka adamları getirme!
bırak içindeyken
kaybolayım,
bana yolumu öğretme,
biraz daha içinde kalayım!
söz biter ya bazen
bozulur söyleyince büyüsü
masal değil ya bu
bırak tenine düşsün sustuklarım...
bir pencere açalım
eylül rüzgarına teslim olsun bedenimiz
ürperdikçe yeniden başlayalım
tadın damağımda
geçmesin diye
ayırma dudaklarını dudaklarımdan...
başka bir tad karışmasın
başka bir hayal kurmayalım,
inceldiğimiz yerden kopalım
dağınık kalalım,
başka hiç kimse parçalarımızı bulup
yeniden yaşatmasın...
öyle dağılalım geceye...
kimse anlamasın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder