10 Haziran 2014 Salı

bul(uş)ma anı!

gelişine hazırlıyorum kendimi...
tabanını onarıp boyadığım ayakkabılarım,
dirseklerine kareli kumaşlardan yamalar yaptığım kahverengi ceketim,
uzadıkça kirli görünüyor diye subay traşı kestirdiğim saçlarım,
kısacık tırnaklarım ve kokuma karısan meyva aromaları...

gelişine hazırlıyorum kendimi...
ezberimde sevdanın sözleri,
kırmızı saçlarının kokusuna kapılıp,
zamansız açan ağaçlarım gibi,
erken gelen mevsiminden yorgun,
özleminden mutsuz,
gelişine hazır,
gitme ihtimallerinin şimdilik uzağında...
tutarsızlığım için özür dilerim.
bir süredir yoksun diye alışıyorum hayatıma.
kendi doğum günümün sürpriz partisine hazırlanıyor gibiyim.
ne olur sesini çıkarma,
duymıyayım...
ne olur haber verme,
bilmiyeyim...
kapıyı aralayınca kokunu duyayım,
bir çocuk gibi sevinip,
dizlerine kapanayım.
bir ömür diler gibi,
dizlerimin üstünde,
ibadet eder gibi,
aklımın ucunda,
özler gibi,
içimden kopup giden,
nefes gibi,
üzerime atılan,
toprak gibi,
şimdi durup dinlediğim,
sesinin yankısı,
penceremde duran rüzgar gibi...

aklımdaki sözlerin yemin gibi,
inanmak isteyipte kapılamadığım,
nehir gibi.
şimdi uyuduğun,
benim rüyalarım.
sabah kalkıp anımsadığın,
benim kokum.
ben yokum diye ağladığın,
benim varlığımdan yanan,
senin tenin.
içinde akıp giden,
karşılıksız kelimelerim.
hüznün, kabuğu gibi yaralarımın,
kanatmadan duramadığım.
gülümsemen papatya falı,
koparılan ikinci yaprakta kapanan dudakların,
varlığım,
varlığına armağan olsun!
üstü tanrımın.
elimde kalan kelimelerimi gamzelerine ektim gülüm,
gözyaşların büyütsün.
sevdanı kalbime gömdüm,
cesedim yakılıp,
küllerim rüzgarlarının estiği yerlere sürülsün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder