16 Kasım 2013 Cumartesi

araf..!

kutusuz kasetlerim.
ucu körelmiş, yontulmaya muhtaç kara kalemlerim.
çekmecelerine anılarımı tıktığım dolabım.
şimdi bir sigara daha yaksam üstüne,
yaşadıklarımın,
hangisi kadar değer biçilecek ömrüme?
söylediğim sözlerin toplamı kadar mı?
yoksa sustuklarımın ağırlığı kadar mı?
ne kadarını bilebilirsin itiraflarımın?
ya söylediğim yalanlarım...
aşkın sözü geçmiyor artık hayatım üzerinde.
bir zamanlar nasıl da
bar tabureleri üstünde kur yaparken,
acemiliğim,
çekiciliğim kadar etkili.
çekiciliğim,
yeni şiirlere gebe...
seviştiğim her kadın,
daha derinine sapladığım bir bıçak,
ruhumun sırtına...
sırıtıp dururken şimdi bakıp kafiyesine,
neden ille de aynı şarkıyı çalar radyo istasyonları?
inadına üstüne gelir gibi,
durmadan içine gömüp,
kaçtıkların...
tutulamıyor artık hesapları bu yüzleşmenin.
oysa yeter diyordun bir küçük sevgi parçası.
seni seven başka bir insan.
yetmiyormuş!
sorun yanlış yerde aranmış.
ve yanlış teşhisler konmus bu yalnızlığa...
şimdi neresinden geriye dönebilirsin yanlışlarının?
dönsen de ne kadar doğru olacak?
yeni baştan yaşayacakların...
anlaşılmaz sözlerimi tercüme etmeye çalıştıkça,
Türkçe'ye olan ihanetim büyüyor...
başka bir dil var mı anlatabileceğim?
yoksa yaşadıklarım,
bu güne kadar hiç bir dilde söylenemeyen mi?
durup durup ıslanmadığı içindir belki de yanaklarım,
bu kadar kuru ve yaralar içinde.
bir kız çocuğuna sevdirmediğim içindir,
içimde ki et parçasına
'kalp' diyemiyor oluşum...

satır başı
yapınca öteleniyor mu yaşayacakların?
günü gelmiş borçların...
daha dibe inebilirmisin?
yoksa en derinde içine çektiğin bu duman!
geri vermeden önce arasına
canını ekleyebilirmisin?

aklı selim bir insan olamadığım için,
akla zarar işlerle meşguliyetim.
paramparça bir hayat!
ne kadar elini bastırsanda üstüne,
durduramazsın o kanamayı.
gözlerimin içine bakıp durma artık!
hayata dair en son ışıltılarım,
içimde ki karanlığa tutulsun...
yaklaş dudaklarıma.
fısıltılarım,
senin olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder