11 Şubat 2016 Perşembe

kabullenmek...

bir umuda tutunuyorsun.
sabah oluyor,
o umudun koynunda,
arasa diyorsun,
ya da bir mesaj,
aklında mıyım?
belirsizlik canını yakıyor...
değilsem de bilsem diyorsun...
bilmiyorsun.
bekliyorsun öylece...

bir saat sonra,
sonra iki saat oluyor,
haber alamıyorsun,
nerede şimdi? ne yapıyor?
özlemiyor mu?
düşünmüyor mu?
neden?
soruların altında kalıyorsun,
cevaplarının hoşuna gitmediği...
bir süre daha geçiyor,
sormaktan vazgeçiyorsun.
işi vardı diyorsun,
arkadaşı yanındaydı,
uyuyordu,
hastaydı...
gerçeği bilmek,
katlanılır kılmıyordu...
unuttu,
değil mi?
vazgeçti...
yoksa zaten arardı...
emin olamıyorsun,
olmak işine gelmiyor çünkü...
bilmiyorsun,
bilmek,
hoşuna gitmeyecek...

erteliyorsun.
o'nsuz geçecek zamanları azaltıyorsun aklında,
çoktan gitti,
hayır!
bak konuşuyor benimle...
alıştırıyor seni gidişine,
hayır!
gitse söylerdi,
gidiyorum mu derdi?
o hiç gitmeyecekti...
yalnız uyuyorsun şimdi.
dün gece ve ondan önceki gece olduğu gibi...
hayır!
iyi geceler diledi bana,
geceler iyi mi geçti?
o dileyince...
gitti o...

öptüğü yerlere mi dokunuyorsun şimdi teninde ki?
sevmişti beni...
sevdiyse nerede?
gelecek! öyle söyledi...
başka kimse sevmeyecek mi seni?
onun gibi değil!
kime öfkelisin bu kadar?
saçmalıyorsun! beni seviyor...
sevdiyse nerede?
birazdan yanıma gelip sarılacak bana...
dün geceki gibi mi?
ama dün gece,
dün gece...
olsun bu gece gelecek!
kimse beni onun gibi görmedi!
bu daha kötü değil mi?
o bile istemedi seni...
sus!
gelecek biliyorum...
sabah ona yazdığımda,
cevap verecek,
buradayım diyecek,
yeniden gülümseyeceğim,
tamam küfürler mırıldanacağım erken uyandığım için,
uyanmak yine zor gelecek ama,
yanımda olacak...
kalkıp yanından gideceğim,
geldiğimde,
bıraktığım yerde olacak...
tersleneceğim belki,
belki naz yapacağım,
bir yanım ona koşarken,
tutacağım yakamdan,
ama benim o!
benimle,
kızsamda,
anlar o...

o gitti...
alışkanlıklar bıraktı sana,
uyandığında kahvaltı,
uyumadan önce tebessüm,
özlersin diye bir kaç fotoğraf...
o gitti...
sesi silenecek önce kulaklarından,
sonra yüzü...
sonra geçecek,
zaten inanmadığın bir mucizenin,
gercekliğine kapıldığın için,
kendine güleceksin.
belli olmasın diye,
her gece onu beklerken içine düşen şüphelerin,
aynaya baktığında,
yüzüne çarpmasın diye,
kendini sudan bahanelerle,
avuttuğunda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder