10 Ocak 2016 Pazar

Mr.Hyde

Soğuk!
Islak sokak, nefesin dudaklarının arasından çıkar çıkmaz, soğuk bir şakaya dönüyor ve kimse gülmüyor. Sinir bozucu bir durum bu. Üzerindeki montun yakalarını yukarı kaldırman da bu soğuk şakanın iliklerine işlemesine engel olmuyor. Yanından bir travesti geçiyor, diz üstünden bile kısa bir etek üzerinde. Ne kadar inceltmeye çalışşsa da kalın sesiyle küfrediyor birilerine. Aşağıya dogru yürüdükçe ara sokaklar geçiyor sağlı sollu. Yolun üzerine atılmış masalar ve tabureler üzerinde çoktan alkol karışmış kanlarına, asıl niyetlerini saklama zahmetine bile girmeyen kadınlar ve erkekler oturuyorlar. Çok süslü ve çok kaslılar, yoksa çok boyayıp yanlışları, zayıflıklarını kaslarıyla mı örtüyorlar? Kimin umrunda...

Yol bitecek. Yukarıya yürüyen kalabalık seyrekleşiyor. Kendini bir sokağa bırakıyorsun. Az masalı ve az tabureli yolun üzerinde, yeşil neon lambalarıyla Destiny yazıyor. Daha ironik olamazdı deyip kendini cam kapıdan içeriye atıyorsun. Boş masa yok. Barın kenarında dizilmiş tabureler bu gece müşteri alamamış. Kimse barmenle geyik muhabbeti yapmak istemiyor olmalı. Sende istemiyorsun ama başka oturacak bir yer yok. Bir bira ve tekila istiyorsun. Biradan büyük bir yudum alıp, tekile bardağını biranın içine bırakıyorsun. Barmenin sorgulayan bakışları olası bir sohbete neden olacak gibi geliyor bir an, sonra arkasın dönüp masaların siparişlerini hazırlıyor. Hava kabarcıklarını ve köpüklerini izliyorsun bardağın içinde.

Ne kadar süre geçiyor, sürenin geçmesi ne kadar umrunda, o an orada olmak, olmamakla aynı geliyor. Yanındaki tabureye diz üstü eteği, küçük mavi çantası, siyah saçlarıyla bir kadın oturuyor.Küçük mavi çantasından sigara paketini ve çakmağını çıkarıp barın üzerine koyuyor. Barmen şimdi mudahil olup olaya sigara içmek yasak diyecek derken, kadının parmakları arasına alıp dudaklarına götürdüğü sigarayı yakmak için barmenin çakmağını çakıp uzatmasındaki çeviklik takdire şayanlık bir hal alıyor. Kadının önüne renkli bir içki konuyor, sipariş verdiğini duymadın oysa. Sürekli müşteri mi?

-Sürekli misin?
-Pardon?
-Devamlı, yani sürekli buraya gelip bu renkli içkiyi içmeden önce barmenin sigarasını yaktığı sen misin?

Kadın siyah saçlarını diğer tarafına alıp, süzüyor seni. İçkisinden bir yudum alıp, sigarasından bir nefes çekip üflüyor barmenin olduğu tarafa doğru. Konuşmaya istekli değil, sürekli içicilerden diye aklından geçirip içinde tekila bardağı olan biradan bir yudum alıyorsun. Biranın alışık olduğun tadı bozulmuş olsa da bir kaç yudum sonra alışacaksın. Bunu bilmek, bozuk tadın yüzüne yansımasına engel oluyor. Yeniden hava kabarcıklarına ve köpüklerine dönüyorsun.

-Sarhoş olarak neyi unutacaksın?

Kadın bakmadan konuşuyor sana. Sanki barın arka tarafındaki duvarında asılı duran aynada ki aksine söyler gibi.

-Bu gece seninle sevişeceğimi, yarın sabah unutmak için!
-Bu kadar mı çirkinim?
-Daha sonra hatırlayıp o anları, seni özleyeceğim kadar güzelsin!
-Ya unutamazsan?
-Sabah yanımda uyandığında yaşayacakların için bol şans diliyorum sana!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder