10 Ocak 2016 Pazar

Dr. Jeykıll

Yeni yıkanmış yatak çarşaflarının kokusunu hissederek uyandı uykusundan. Hava yeni aydınlanıyordu. Odanın loş karanlığına açtı gözlerini. Karşısındaki soluk mavi boyalı duvarda asılı tabloyu gördü önce, sonra siyah renkli televizyonun kapalı ekranını. Yorganı hissedince teninde çıplaklığını farkedip endişeye kapıldı.Başını sol tarafına çevirdiği anda önce siyah saçları gördü yanındaki yastıkta. Çıplak bir omuz, ve çarşafın altında uzanan naif bir beden. Gözlerini kapadı. Uyanmamış olabilir miydi? Derin bir nefes alıp yeniden açınca gözlerini tablo aynı yerde asılı ve televizyon hala kapalıydı. Oysa her gece televizyon açık uyurdu. Başını sol tarafa çevirmek konusunda kaygı duydu bir an. Elini sanki karanlıkta boşluğa uzatıyormuş gibi sol tarafına dogru uzattı. Ta ki çarşafın altında uzanan bir bedene dokununcaya dek.

Parmaklarını açıp, elini çarşafın örttüğü bedenin üzerine bıraktı. İnce beline dokunduğunu anladı. Hala başını çevirip bakamıyordu. Yatağın hafifçe sarsıldığını hissetmesiyle eline başka bir elin değmesi aynı anda oldu. Başka bir el, elini tutup çarşafın altına, sıcak bir tenin üzerine götürüp bıraktı.Gözlerini ısrarla ayırmıyordu duvarda asılı duran kapalı televizyonun siyah ekranından. Parmaklarının altında sıcak ve yumuşak kadın bedeninin olduğunu hissedecek kadar uyanmıştı artık.Nerede olduğunu anlamaya çalışırken aklını zorladı. Kimdi aslında? Adı neydi? Burası neresiydi ve nasıl gelmişti?

Başını sol tarafına çevirdi. Yastığın üzerindeki siyah saçlar canlanmış gibi hareketlenip gizlediği yüzü ortaya çıkardı.Uyuyan bir kadınla gözgöze geldi.Kalbinin daha hızlı çarptığını hissederken sanki sesi kadını uyandıracakmış gibi irkildi bir an. İrkilmesiyle kadın gözlerini açmadan kollarını uzatıp sarıldı çıplak bedenine.Kendine doğru çekerken hala yabancıydı kendine. Sadece isteği yerine getirerek biraz daha sokuldu tanımadığı kadına. Ürkekliği kafasını karıştırırken kadının kokusuna teslim oldu. Biraz daha sokuldu ve kollarını sardı kadının çıplak bedenine. Nasıl nereden gelmişti buraya bilmiyordu ama o an yapması gerektiğinin ne olduğunu biliyormuş gibi cevapsız soruları uzaklaştırdı aklından.

Tanımadığı bir kadın yüzü boynuna yaslanmış uyuyordu. Verdiği her nefesi hissediyordu teninde. Kadının çıplak sırtındaki parmaklarını oynattı hafifçe.Dokunduğu gerçek miydi? Yorgun hissetti kendini. Uyanmak için çok mu erken? Yoksa hala bir rüyada mıydı? Gözlerini kapatıp kendini yatağın yumuşak kolları arasına teslim etti. Belki gercekten uyanırsa, bu defa kendi yatağında, tüm bu karmaşadan/huzurdan kurtulabilirdi. Gerçekten istiyor muydu bunu? tek bildiği kadının kokusunun güzelliğiydi o an da. Burnunu biraz daha yaklaştırıp siyah saçlara derin bir nefes aldı. Kİm olduğunun ne önemi vardı?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder