7 Ekim 2015 Çarşamba

neden tanrım!

kayda değer bir an'dı.
kayıt edildiği an'la,
bulacağın an arasında ki zaman farkı,
telafi edilebilirdi.
hesaplanabiliyor mu metrekareye düşen sevda miktarı?
payımıza düşen için hangi kuruma başvurmalı şimdi?
gereklilikleri düşünürken,
öyle vakit kaybetmiştik ki,
yerine getirdiğimizde,
yaşayacak zamanımız kalmamıştı.
koşturuyoruz ya durmadan,
bir yerlere varmak için.
öyle çok yoruluyoruz ki,
ne vardığımız yerin tadına varıyoruz,
ne de vardığımız yer,
bizi kabul ediyor...

neden tanrım neden?
kaybolmak için mi durmadan satırlara vuruyoruz kendimizi?
bulunmak için mi bırakıyoruz kendimizi,
saklıyor gibi yaptıklarımızın ardına.
neredeyiz?
ne istiyorsun bizden?
seninle kafayı yememizi istiyorsan,
bunu direk sen yeseydin,
daha kolay olmaz mıydı?

kanıma karışıyor delilik.
daha derine iniyorsam,
kendi dehlizlerimde,
peşinden gittiğim bu ışık,
bu vazgectiğim yerde bana dokunan,
kimin elleri?
maskeler takıp hayatıma girmekten bıkmadın mı tanrım?
daha ne kadar seni tanımaya çalışıp,
var olmayan kuramlar arasında,
dokunuşlarını arayacağım?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder