27 Eylül 2015 Pazar

düş yorgunu...

bazen öyle güzeldir ki hayat,
tanırsın o maskeyi,
en kirli planlarını saklar...
tutunduğun yerden saldırır sana hayat,
çünkü bilir,
başka türlü yakamaz canını...

mutluluğu yazabilir misin?
bilmediğim yerden sorma bana!
beni sevebilir misin?
tutunduğum yerden,
vurma bana...

dursam uzak,
nereye kadar?
senden ayrı,
geçer mi sonbahar?
tenin düşlerimin aydınlığı,
karanlık yormadın mı beni?

sesin yorgun,
sesin bir sonbahar rüzgarı,
sesin,
herkes sussun!
seni dinleyeceğim...

bir adam bir kadına ne kadar tutulabilirse,
o kadar tutuldum sana...
bir dal neresinden kırılırsa,
oradan kırıldım....

sevdiğim yerlerime vurma!
başka bir şansı yok çaresizliğimin...
bu kadar güçsüzüm diye hor görme,
yeniden
ayağa kalkacak takatim yok benim!

bu kadar çok sevme beni!
doğmayacak günlerin umuduna bağlayıp durma!
kalsın yaşadıklarımız yarım,
ağzımda hala tadı,
diri göğüslerinin..
ve kokusu kadınlığının...
kollarımda başka bir dünyaya uyandığın.
ne çok yorduk kendimizi,
inandırdık belki,
olmayacakların,
büyüsüne...

sahiden olmayacak mı?
seninle sırılsıklam bir düşün altında,
tenin tenimde,
yanmayacak mı?

sevmek nasıl birşeydi?
tutmak ellerinden?
tutamasakta,
sevgili
affeder mi?
alır mı koynuna?
titrerken,
kurumuş dudaklarımdan öper mi?

geçer mi uyusak?
geçmezse,
kaç gün daha,
ağlamak,
doldurur bu boşluğu?
dolmayanları ne yaparız?
başka yalanlarla mı avutacağız?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder