16 Ekim 2014 Perşembe

bitti...

neyi tartışıyoruz ki biz?
neyi paylaşıyoruz?
kırıklarını mı?
kaybedilmiş bir aşkın,
boşluklarını mı?

kimi suçluyoruz şimdi?
hangimiz daha suçluydu?
kim karar verecek buna?
ikimizde inanmamışmıydık?
inandığımız zaman gerçek olacağına...

bitmeye meyilliydi bizim sevdamız.
en başından biliyorduk!
ne sana ben yetebilirdim,
ne de sen anlayabilirdin,
sustuklarımı!

resimlerde kaldı artık gülüşlerimiz.
gerçek hayatlarımız olmadı bizim.
ingiliz asilzadeleri gibi davrandık,
türk sefilleri gibi ayrılıyoruz şimdi!

neyin zaferi bu?
hangimiz daha güçlü artık?
bu birlikteliğin ayakta kalanı hangimiz?
benim elimde mısralarım,
senin elinde geleceğe dair umutların!

geçmişimi geleceğimi siktim ben senin için!
şimdi bitti derken sen,
tamam!
senden sonra yaşanacak yalnızlıklar,
benim!

rahatmısın?
nasıl da kurtuluyorsun benden!
dokunuşlarımdan,
öpüşlerimden...
ihtiyacın olduğu kadar aldın beni,
ihtiyacın yok artık,
siktir et gitsin,
özgür bırak beni!

benden başka herkes inanmıştı bu yalana.
onlar inandı diye bende kandım!
bilemedim...
onlar değil sonunda,
canı yanan bendim!

ne kadar daha kanatabilirsin artık?
içimdeki yaraları...
ne kadar daha ırzıma geçebilirsin?
seni suçluyorsam namerdim!
yazdığıma bakma sen...
yazmasam kaybederdim kendimi.
tutup yakalarımdan
en yüksek yerinden atarım
içimdeki uçuk hayallerin!
geçecek bunlar da,
neler geçmedi ki?

yanlış,
başka bir yanlışla düzelmiyormuş!
doğru,
sevmekle bulunmuyormuş!

nereden bilebilirdim ki?
bir zamanlar bana hediye edilen şarkının,
şimdi benim tarafımdan başkasına verileceğini...

susma!
büyük insan!

yılar sonra,
ben aynı yerdeyim.
seni,
küllerimden doğurdum!
şimdi kanatların var,
benim iyileşmeyecek yaralarım!

hazırsın artık yeni bir hayata,
güçlüsün...
büyüttüm seni canımla,
ben ölürken,
sen başka adamlarla sevişirken....

geçti artık...
prosedürlere bağlandı ayrılık
kangrene dönmüş bir sevda
zamanında kesilip atılmadığı için,
şimdi bu kadar
kanadık...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder