20 Ağustos 2014 Çarşamba

susmasaydın...

haklılığımın hadım edilmiş yanlarına merhametle bakarken,
yeldeğirmenlerine saldıran ve vazgeçemeyen bu didişmeden,
içimdeki kifayetsiz kelimelerden zırh yaptım ruhuma,
karşısına dikilip meydan okuduğum en güzel değirmendin sen!
beni içine alıp, öğütüp, kendine karıştırmayı hesaplarken,
zırhımı daha da parlatıp sözlerimle,
gözlerini kamaştırıyordum...
sen duvar dibine sinmiş, kara bir kedinin anatomisine gizlenirken,
benim şaşalı günlerim geçiyordu.
son bir yenilgi için boynumu eğerken önünde,
kendi şaşkınlığına karışıp,
susuyordun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder