2 Nisan 2014 Çarşamba

insan kaçağı!

kırılan her kelime,
dokunulamayan her his...
karnımın üzerinde ki elin sahibi sen misin?
şimdi kalbini kırıp görmezden geldiğim...

uyuyor musun?
giderken yoksulluğun,
kalırken zenginliğin...
bir sınır şehrinin valisi gibisin.
gümrükten kaçak geçenlerin ardından,
alınası rüşvetlerin kokusuyla sarhoşsun.
kara sularında bir mülteciyim ben,
vur emirlerinin ötesine geçmiş.
insan hakları mahkemesiyle dokunulmazlık almış.
hala aleyhimde ki tüm suçlamaları red ediyorum!
devlet bana bir avukat vermiş.
ben avukatlarımı biriktirip otuz kupona çekilişle kitap alıyorum.
yediğim müebbetlerin hesabı yok!
ben yokluğunda yüz kızartıcı suçlardan hüküm giyiyorum.

giderken düşürdüğün bakışların,
bıraktığın gülümsemen,
üstünü örtmediğin kelimelerin...
şimdi ben kiminle bitirsem bu şiiri,
ona ait olmuyor.
şimdi ben senin önünde hangi kelimeyi diz çöktürsem,
benim gibi mahçup,
ağlayamıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder