14 Nisan 2014 Pazartesi

düşünce imha ekipleri !

büyük puntolarla yazdığın kadar,
göze batıyor yalnızlığın.
fısıldadığın kadar kalabalıksın,
susarsan eğer
aklı başında bir şair gibi,
sessizliğin kafiye olur,
iç çekişlerin devrik cümle...
anlayamıyor olman yaşamana engel değil uzun zamandır.
yaşayamadıklarını anlıyor olmanın
sana kazandırmadığı gibi.
kaldığın kadar cesursun hayatında,
gittiğin kadar korkak!
insana en çok korktuğu zamanlarda bahsederler bundan...
elde var hüzün.
içebildiğin kadar unutursun,
ayık kaldığın kadar üzgün...
alıntı yaptığın şair kadar sarılırsın satırlara,
senden alıntı yapıldığı kadar varsın.
aklından çıkardığın anda beni
özgürüm!
özgür kaldığım kadar çaresiz.
suretin silinir aklımdan,
aklımı sorguya çekerim,
en ağır işkencelerde adın vermez,
bilmediğim bir kadına aşkımdan ağlarım...

yazdığımın altında kalırım,
söylediğimin hükmünde.
kalabalık bir cenaze merasiminde
dilsizlik canımı yakar.
sessizliğim koyu gri, soğuk rüzgarlı.
suç üstü edilmiş, bir acemi hırsız gibiyim günlerdir.
bir elimde suç aletim, kalemim.
diğerinde saatleri kurulmuş,
patlamaya hazır cümlelerim...
düşünce imha ekipleri getirmişler,
düşünce,
insan içine,
imha eden ekiplerden...
günlerdir sorguya çektiğim halde aklımı,
ne adın veriyor ne de susuyor,
bilmediğim bir dilde
başka bir sevdayı anlatıyor,
her sabah başka bir beden de uyanıyor,
kendimi tanıdıkça sana tutuluyorum...
sana tutuldukça,
kendimi buluyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder