25 Kasım 2013 Pazartesi

zilleri çalıp kaçmak...

seni kıskanmamdan hoşlanıyor musun?
ciddi bir zamanlama sorunum oldu benim her zaman.
düşündükçe abartıyorum,
hissettikçe batırıyorum
en yakınımdakilerle birlikte...

dün gece yokluğun öyle canımı yaktı ki,
bütün gün, her dakika aklımdaydın.
bir hayalet gibi yanımda seni taşıdım.
buna ne kadar dayanabilirim?
bilmiyorum...

birşey olmayacak zaten.
herşey geçiyor yavaş yavaş.
her parçan
içimden büyük bir gürültüyle kopuyor
ve üzerime gelen bu çığdan,
kaçmak istemiyorum artık...

seni bir an olsun aklımdan çıkarabilmek için
ne delilikler yaptım.
kollarımın arasında
benim için ağlayan bir kadın.
gözlerimden süzülen yaşlar,
senin için...
seni aramamak
sana yazamak için
sıradan zevklere alıştırıyorum bedenimi.
bu savaş öyle yorucu ki...
dediğin gibi,
zamanla geçermi acısı?
alışır mı insan yenilgilere?
yaptığım bütün hataların ve yanlışların farkındayım,
ve telafisi yok kayıplarının.
seni seviyorum...
daha önce hiç bir kadını sevmediğim,
ve senden sonra hiç bir kadını sevmeyeceğim gibi.
istemediğin zaman 'sus' de bana ne olur.
öyle korkuyorum ki artık
yanlış yapıp seni kaybetmekten...

ürkek sesini duymayı özledim.
sen içine kapatıyorken bana dair söyleyemediklerini,
simdi üstünü örtüyorum,
aklımda ki sana dair'lerin...
zamanında yetişememiş yolcu gibi,
hayatında neye yetişmişti ki,
şimdi sırıl sıklam terlemiş koşturmaktan.
buna yetişse ne değişirdi ki?
sana yetişsem,
senin olsam,
beni öpsen,
benim olsan...
öyle korkuyorum ki artık,
senin anlamını yüklediğim her kelimeden,
bu anlamı taşıyamayacak diye...
sorumluluk almaktan yoruldum.
kapını çalıp kaçan küçük çocuk olmak istiyorum.
yakalarsan bir gün,
kızmaktan çok,
sarılıp koklayacağın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder