14 Kasım 2013 Perşembe

yaşam destek ünitesi...

ölmesin diye makinalara bağlanmış bir aşktı bizimkisi...
iki bilgisayar ve kilometrelerce uzunlukta kablolarla...
ne dokunuşlarımız gerçekti
ne gerçekleri hayal edebildik
çok güldük
çok eğlendik
dağıldık bazen
sadece en yakınlarımızın yapabileceği kadar
yaktık canımızı
soğuk camlardaki yansımalarımızla seviştik saatlerce
soluk ekrana karaladığımız
kelimelerle
çok alkol aldık
çok sigara...
ne çok uysuzluk
ne kadar solgun suratlarla gittik işlerimize
sinirliydik gün boyu
boşa harcamaktan ayrı geçen saatleri...
sonra akşam olupta
geçince aşkımızın bağlandığı makinanın karşısına
nasıl da sakinleşiyorduk...
karnı acıktığı için durmadan ağlayan
bir bebek gibi
kana kana içiyorduk
birbirimizi...

gerçek hayatımızda yaşatamayacağımız bir aşktı bu
belki de bu yüzden
makinalara bağlanmış,
direnci düşük
şarkılarla şiirlerle takviyeler yapılmış,
bir kaç gün yaşasın diye fazladan
sokağa bile çıkartılmamış,
beden sıvıları bir kez olsun paylaşılmamış...
ama iki ölümlü tenin
hiçbir zaman yaşayamacağı hazları,
akıl almazlıkları
kayıt altına almış...
gerçek olamayacak kadar güzel olduğu için belki de,
gerçek bir aşktan korumuştuk...
yaşam destek ünitelerine
bağlayıp,
sen ya da ben
bir gün vazgeçsek bile
ismi farkı, yaşadığı yeri farklı,
yazdıkları farklı
ama sanki çok eskiden tanır gibi
birini buldukça
hayatta tutmaya devam edecektik...
birisi çekinceye dek
bu makinanın fişini
başka bir tanrının çocukları olmaya
devam edecektik...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder