5 Kasım 2013 Salı

üstü kalsın...

hazırlıksız mı yakaladım seni?
bu kadar mı sürprizdim senin için?
yoksa korkuyormuydun bir kez daha?
terkedilmekten...
bir ılık bahar rüzgarı gibi esip geçerken teninden,
hayatında bir anı olarak kalmanın sorumluluğunu
bir kez daha taşıyabilir miyim?
ellerimdeki yorgunluk izleri,
kırık bir kadeh dolusu şarapla tazelenir mi sence?
içimdeki gençligin ateşi...
dokunduğum her yerin,
en kutsal emanetim benden sana.
sakınıp saklayacağın
bir gün sorarlarsa
duymazdan gelip konuyu değiştireceğin...

ruhuma karışıp kaybolduğun,
ya da benden ögrendiklerinin karmaşası
benden sonraki hayatında ki
bu iç savaşların
ben arzularının dalgaları arasında
pusulası bozulmuş bir kayıp
mavnasında teknemin ışıltılarınla
çiçekler açtıransın zamansız
ardından solduran umutlarımı
üşümesi gibi kasım soğuğunda
asfaltın üzerinde yatan bir ihtiyarın...

senden kalan iki satıra
ve bir kac cümleye sarılan
bir ucube gibi yoksulluğum
benden sonra tozlu raflarında
kurutulmus gül yaprakları
kitaplarının sayfaları arasında
bir gün özlersin
dokunur tenine çatlamış dudaklarım
ardından sabah olur uyanırsın
yeni günün getirdikleriyle hayata
yeni bir yok oluşa yol alırsın
gülüp geçerken
pencereni açtığında duyduğun
gül kokularına...

bana senden kalan
bir kaç film karesinden ibaret
renkleri solmuş yanık izleri dolu
hayallerimin ardından
sana dair'lerim
tüm arzularım ve hırslarımdan seni çıkarınca
ne kadar da çaresizmişim...
söylenecek o kadar çok şey vardı ki
yaşanacak onca zaman...
paylaşacaklarımız zamanımızın yettiği kadar
alacaklarım sende kaldı
bende bıraktıkların ağır geliyor artık
emanetlerini sana ulaştıramadan düşersem eğer
beni affet
yoruldum maviliklerinde kaybolup durmaktan...
kıyılarına vuran bir ceset olursam eğer,
tanınmayacak halde olmayı dilerdim.
aklına düşerimde hatırlarsan diye,
başkası gibi yazıyorum artık.
başka bir kadına tutulmuş gibi
tenimde yabancı izler
ruhum girdabında kayboluşların
benden sana arta kalan
hırçın dalgalarında çırpınışı
acemi bir balıkçının...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder