24 Kasım 2013 Pazar

laf ka(la)balığı...

varlığın,
armağandı varlığıma...
nasıl da hüzün kokardı ellerin,
dokunduğunda...
içini çekerken,
gecenin bir yarısı,
kollarının arasında,
avuclarımda ellerin,
ne büyük mutluluktu bu.
ölümsüzlükle değişmek bir ölümlüyü.
ölmek gibi severken,
sevmek,
hala sıradan bir fani hayatına sığdıramadığım.
en cok bulduğumda kaybettim seni.
sesin titrerken...
sesimde ne buluyordun bu kadar?
nasıl da ürküyordun.
bırakıp gidersem...
bir o kadar ayakların yere basarken,
benimle kaçıp gitme telaşların gözlerinde,
ışıl ışıl yanarken...
namlusuna sürülmüş bir mermi gibi kader.
ayrılık eski bir ezber.
ciğerlerimdeki bu sızı.
kafiyesinden utanan şair!
gecenin dördünde,
hayalinde bir kız çocuğu,
her sözü kahır,
ağır gelir yalnızlık.
içine çeker dumanı,
ciğerlerinde kiralık bir katil!
aklında aşırma replikleri.
sevgi sözcükleri öyle uzak ki...
kayıp bir şarkı dudaklarında.
durdur beni!
soluğuma karışıyor karamsarlık günleri.
aşkın geçmeyen zamanları.
bu da oldu işte Tanrım!
sözlerim ağır geliyor.
yazdıklarım kuru sıkı doldurulmuş.
en çok ta,
sen uyurken bensiz,
sensiz,
bu yatağa girmek koyuyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder