8 Kasım 2013 Cuma

akıl yetmezliği...

nasıl bir ölümdür ki bu
paylaştırılmış günlere
ve biz ne kadar içimize atsak
yetmiyor
daha derine gömsek
yolunu buluyor korkular
isyan eski bir ezber
inandığımız tanrı
bizimle konuşmuyor artık
nasıl da yalnızız
aldığımız alko bile
izlediğimiz filmler bile
yetmiyor bize
oynuyor
replikleri ezberliyoruz
hepsi yalan
çok mutlu olmayacagız hicbir zaman
çok iyi bir hayat öyle uzakki
fakirlerin tanrısı var
zenginlerin parası
zenginlerin olsaydı tanrı
fakir kalırmıydı?
çok  mu istedik oysa
sarı saçlı bir kız çocuğuna
tutulmak
avuçlarımızda yeni yaralar
yeni kanamalar
acısı ciğerlerimizde
yeni yanmalar..
hangi ateşin közüydü bu
kim yaktı
şimdi söndürebilmek için
nafile çabalar...
hadi aklım
unut bunları
düzelecek herşey
kaldırıp ahizeyi
çağır oda servisini
o sıcak ülkelerin
beş yıldızlı otel odalarındasın farzet
değiştirsinler çarşafları
sen lobiye in
yeni gelenleri selamla
hadi aklım  unut şimdi olanları
biraz izin ver kendine
bırak
hazır olma çıkacak her soruna
hadi aklım
uyu artık
yoksa korkuyorum
bırakıp gideceksin beni...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder