21 Ekim 2013 Pazartesi

gecenin şeytanları!

saat 23:13
bilinmeyene yenileri ekleniyor
bu delilik bulaşıcı olmalı
nasıl da izlerken engel olamamak
hayatını sarsan bu gerçekliğe
elini uzatsan dokunacaksın belki
ama bunu düşünürken bile
herşey işin geç olduğunu...
görmek
ve tanık olmak en ön sıradan
gecenin tüm zebanileri beni arıyor sanki
almak icin cehennemlerine..
yarı düş yarı uyanık
yankılar içimden geliyor
en korktuklarım sıraya girmiş
yavaş yavaş ırzına geçiyor ruhumun
ve ben kıpırdayamıyorum bile
sadece tanıklık ediyorum
hangi mahkemede geçerli olacaksa artık...
bu boğuk havasız tımarhaneden kaçmanın yollarını aramıyorum artık
tadını çıkartıyorum sadece bu tecavüzün
beynim kulaklarımdan akıyor
yorgunum
avuclarımın arasında taşımaktan bu sefillliği..

sığındığım alkol yığınakları bile yetmiyor artık
ölüm olabilir mi son liman
o'nun bundan daha iyi olduğu nereden belli?
benden başka
kaç bilinmeyeni vardı bu denklemin...
ne olurdu sanki
bilinmeyenlerin yerine koyacaklarını bana sorsaydın
altını çizip kapatmadan önce bu hesabın
kanamalarını durdurmak için
beni de kanatman mı gerekliydi?
madem canımı yaktın
beni dizlerimin üstüne düşer gördükten sonra
gitmen mi gerekliydi?
teninin özleminden yanarken üstelik
nefes nefese
delice sevişmenin eşiginden dönmüşken
bilmem kaç defa..
daha çok acı çekelim diye
tanrının bize verdiğimiydi bu?
sonra dalga geçer gibi geri aldığı
hadi gel şimdi
görme bunları
yazma ve söyleme
hadi gel de şimdi inkar et içindeki fırtınaları
hiç birşey olmamış gibi
al başını ve git
beynim kulaklarımdan akıyor
yoruldum
ağır yaralı bırakılmaktan her savaşta...
yoruldum
dizlerimin üstüne düşüp düşüp
yeniden ayağa kalkmaktan
hadi şimdi gel de konuş karşımda
cevaplarını bana bırakma
suskunluğun canımı öyle yakıyor ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder