23 Ekim 2013 Çarşamba

36

36. halkayı ekliyorken zayıf gövdeme,
ne kadar yorgun
ne kadar bıkmış bezmiş olsam da,
daha sıcak gülümseyebilmeyi öğrendim.
usta bir ressamın elinden çıkmış gibi
yüzümde ki mimikler
yıllara meydan okurken
içimde birikenleri kağıttan gemilere yükleyip
kaldırım taşlarının yanından akan
yağmur sularına bırakıyorum
önce kadınları tahliye etmeliyim biliyorum ama
gururlu olamayacak kadar güçsüzüm artık
bencilliği de öğrendim
bunca zaman sonra
kendim için istemeyi
ve inkar edebilmeyi gördüklerimi
korkup kaçmayı da öğrendim
köşeye sıkıştığımda
ağlar gibi yapıp yalvarmayı da kaybetmemek için
çok konuşmanın
susmaktan daha çok halta yaradığını gördüm
ne söylediğimi bilmesem de
ve yazmayı öğrendim
en söyleyemediklerimi...

uçabilmeyi öğrendim
ve bunun için
kanatlara gerek olmadığını
ve konmak için
illa ki elverişli pistlere ihtiyaç olmadığını
kaybetmenin şekillerini öğrendim
kazandıkça alışmamayı
gülmek icin mazeret aramamayı derken
kaybettim ağlamayı
yaşamaktan vazgeçerken
hayata daha sıkı bağlanmayı
hiçbir şeyim yok artık derken
bunu söyleyebilmeyi bile
kaybedebileceğimi gördüm
güçlüyüm şimdi
ayaktayım derken dizlerimin çözüldüğünü
bakarken görmeyi öğrendim
gördüklerimi beğenmedim
içime kapanmayı öğrendim
yetmedi kapılarım
duvarlar ördüm
bir çift söz icin
o duvarları maviye boyamayı öğrendim
ve sırf istediğim için
yarısında bir şiiri nasıl bıraktıysam
hayatı da bırakabileceğimi öğrendim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder