26 Ağustos 2013 Pazartesi

artık melek değilim...

artık melek değilim...
kanatlarımdan vazgectim düşerken dünyaya
gözlerimi açarken ruhumdan
insan olarak doğabilmek için
masumiyetimi yitirdim önce
sonra cesaretimi
kirlendi beyaz giysiler içindeki tenim
sesim kalınlaştı ardından
duyamaz oldum tanrımı
ayırt edemiyordum artık
ne siyahı ve beyazı
gri bir gökyüzü altında yaşamayı öğrendim,
beyaz bulutların üzerinde
süzülüp dururken...
zaman hapishanesine düşmemişken daha
hakkımda asılsız suclamalarda bulunmuyordu kimse
ben yüz kızartıcı suçları üstlendim
kimse önemsemiyordu benden başka yaşamayı
ben ölebilmek için
bu dünyaya geldim...

artık melek değilim...
anne masallarında anlatılan
masum bebek değilim artık
hızlı bir ergenlikten sonra
büyük adam olmayı öğrendim
kadın nedir bilmezken
şehvetten titremeyi
ve yazabilmeyi öğrendim
konuşamazken daha...
susmayı öğrendim..
acı çekmeyi
cennetinden düşmüş tanrının
başka bir meleği severken....
umut etmeyi ve beklemeyi öğrendim
beklemek
gelecek sona katlanabilmek için
bir halta yaramıyorken...
ve isyan etmeyi
kendi seçimlerimin sonuçlarına
katlanamıyorken
ağlamayı öğrendim önce
farkettiğimde ağırlığını pişmanlığın
sonra gülmeyi
kısıtlanmış zamanlarda
dizlerimin üzerinde sürünmeyi öğrendim
unutup süzülmeyi bulutların arasında...
ve düşmeyi
bir daha kalkamamak kesinleşirken...

artık melek değilim
beyaz kanatlardan vazgecerken
güçsüz kollarla hayata tutunmayı öğrendim
geniş zamanda yaşamak varken
geçmiş zamanları hatırlayıp
gelecek zamanları kirletmeyi öğrendim..
unutamamayı
ve anımsamayı
ve korkmayı
vurulup daha derine düşmekten
yaşamak isterken delice
ölmeyi öğrendim
ölmek sıradan günlere paylastırılırken...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder